1. 26.
    0
    Neyse vardım Turkuaz Cafe ye , içeri göz gerdirdim..

    Tanıdık bi sima benim tarafıma doğru el sallıyordu.. kapıyı araladım sigaramdan son nefesi de çekip attım.. girdim içeri..

    El bana sallanıyomuş bunu da fark etmem pek uzun sürmedi.. el sallayan aylindi..
    Gördüm gülümsedim.. sonra ece de salladı gülüyordu çok da tatlıydı..

    Bunu görmek benim özgüvenimi de tavana çıkardı..

    Masaya yaklaşırken akif ve erhanın sıratındaki ifadeyi gördüğümde haykırmak istedim sevinçten.. moralleri bi anda bozulmuş gibiydi.. hiç beklemiyolardı böyle bi şeyi..

    ilk önce eceyle öpüştüm , Erhan elini uzattı görmezden geldim görmemem imkansızdı ama bilirsiniz işte..
    Sonra ayline geçtim kıvrak bi hareketle.. hemen sonra akif ve akif o sırada masadan kalktı telefonla konuşma bahanesiyle – belki de cidden konuşcaktı bilmiyorum..

    Erhanın karşısına oturdum..

    + naber lan ?
    -hoş geldin marlon
    +hoş mu diyosun ? i don’t know (:

    Burada göz ucuyla eceye baktım gülüyordu..
    Sonra ece ye döndüm..

    + ne içersin ?
    -bişey içmeyim ya biraz önce içtik biz sağol (ufak bi tebessüm)
    +yok yok , garson masaya 5 çay.. benimki demli olsun..

    Erhan çıldırıyodu gözlerinden okunuyodu..
    o dkklarda sadece eceyle ilgilendim sohbet komiklik şakalar..

    Erhan telefonu aldı kulağına zütürdü ve dışarı çıktı… bi yarım saat flan boyle gelmediler ne gibim yediler dışarıda bilmiyorum..

    Sonra geldiler..
    ···
   tümünü göster