1. 1.
    0
    Kıvrım; dizlerim tir tir titriyordu. Çocukken, düşünce bigibletten, ayağa kalktığımda ellerim çamur, bacaklarım kan içinde.. Yalnızca benim olmam önemli, aman kimse görmesinler, acıya katlanamayan dizlerim. Ayağa kalkamadım. Sanki o günden bu güne yerin içinde, bataklıkta yüzen bir timsah yavrusu gibi, bense inatla yeryüzünde kendi yarıklarımı aça aça ilerliyorum. Sıcak bir his tüm benliğimi kaplamış, saçma sapan hayaller kurarak, amaçsız bir şekilde ekvatorumu çiziyorum.
    Kimileri alkışlıyor, sesleri boğuk ama keyifli, yuhalayanlar, tükürenler, üzerime kusanlar, hatta sıçanlar. Hayat bu, heyhat! Saçma sapan kelimelerle oynayan şair, bir gün bir kelimeyi hecelerken dilini ısırıyor. Kelime o kadar sert ki, dişler de o kadar sert kesiyor dili. Onu bulduklarında kan kaybından ölmek üzere yerde, ayı postu gibi ağır bir halde, güzel rüyalar içindeyken yatıyor. Neyse ki ölmüyor şair, olaya bak..
    Sevenler veya sevmeyenler, kızanlar, üzülenler, herkes yeryüzünün bir karış üstünde ayakları üzerinde. Bense boynumun üçte birlik kısmı dahil yere saplanmış haldeyim, ardımda uzun mu uzun, pek de derin olmayan bir vadi, su kanalı belki de. ilerliyorum, amaçsız.
    Boyum bir yetmiş iki, yaşım yirmi yedi;
    Adım Kuş Ali,
    ve dünyama hoş geldiniz.
    ···
   tümünü göster