1. 126.
    0
    gördün mü sen, kendi gözlerinden, tutuşan kordonun ucunda bekleyeni
    boyunbağı çözülmüş bir subay eskisi; sen kaldırdıkça kaşlarını,
    bir bıçak gibi batıyor içine gözleri...

    despina şu yakut yeşili zulmünden çıkan her şilep teker teker batmakta
    yağmurunu çeliğe akıtmaktan sen solmaktasın, dostlar solmakta
    bu usturalı şapkaları karanlık adamların üç kulaç bıyıklı zabitler
    ne kaldıysa hürriyetten geriye anmaktasın isimlerini birer birer

    bir rast semaisi yelkenlerinde sesleri çok yankılı adamların
    be biz, senin gölgenin bekçileri, en saklı ölüsündeyiz
    çok eski mezarlıkların,

    yankısı sığmıyor sesine despina deprem düşüren göğüslerinin
    karışıyor mavnalarda elleri, dilleri son şileple gelenlerin
    esmer bir yalaza sayıklıyor kirpiklerindeki tozu
    dökülen ışıklı ışıksız isklelerin

    muammer öldü miralay zafiru şimdi aşırı dereceden edebi karakter
    şu parmaklarımdan damlayan şu vücudunda aradığım ter
    ört şu tarihe açtığın çıplak baldırlarını artık yeter yeter yeter...
    ···
   tümünü göster