-
1.
0osho dan değişim Üzerine bir zen hikayesiTümünü Göster
Hayat çok hızlı ilerler; durağan değil, dinamiktir. Kıpırtısız bir göl değildir, devamlı akan bir nehre benzer. Art arda geçen iki dakikada hiçbir şey aynı kalmaz. Bu yüzden bir şey şu an için doğru olabilir, ama bir sonraki dakikada bu değişebilir. O zaman ne yapılmalı? Yapılabilecek tek şey insanların farkında olmalarını sağlamaktır, böylece değişken bir yaşama karşı nasıl tavır alabileceklerine karar verebilirler.
Eski bir Zen hikayesi vardır: Birbirlerine rakip iki tapınak vardı. Her iki üstat -aslında üstat değil papaz olmalıymışlar- birbirlerine öylesine düşmanlık duyuyorlardı ki yandaşlarına asla diğer tapınağa bakmamalarını söylediler.
Her bir papazın yanında kendisine hizmet edecek, getir zütür işlerini yapacak bir çocuk vardı. ilk tapınağın papazı çocuk uşağına dedi ki, "Asla diğer çocukla konuşma. O insanlar tehlikeli."
Ama çocuk ne de olsa çocuktur. Bir gün ikisi yolda karşılaştı ve birinci tapınaktan gelen çocuk diğerine sordu, "Nereye gidiyorsun?" ,
Diğeri, "Rüzgarın sürüklediği yere, " dedi. Böyle dediğine göre tapınakta büyük Zen söylemleri dinliyor olmalıydı. "Rüzgarın sürüklediği yere" büyük bir lakırdıydı, tam bir Tao cümlesi.
Ama ilk çocuk çok utandı, alındı ve ona nasıl cevap vereceğini bilemedi. Sıkıntı, öfke kadar suçluluk da duyuyordu, çünkü "Üstadım bana bu insanlarla konuşma demişti. Bu insanlar gerçekten tehlikeli. Şimdi, bu ne biçim bir cevap böyle? Bu beni küçük düşürdü," diye düşünüyordu.
Üstadına gidip olan biteni anlattı. "Onunla konuştuğum için özür dilerim. Siz haklıydınız, o insanlar tuhaf. Bu ne biçim bir cevap? Ona 'Nereye gidiyorsun' diye sordum -basit ve kibar bir soru- ve pazara gittiğini biliyordum, tıpkı benim de pazara gitmekte olduğum gibi. Ama o bana, 'Rüzgarın dürüklediği yere,' dedi."
Üstad, "Seni uyardım, ama dinlemedin. Bak şimdi, yarın git aynı yerde dur. O geldiğinde 'Nereye gidiyorsun?' diye sor ve o da 'Rüzgarın sürüklediği yere,' diyecek. O zaman sen de olaya daha filozofça yaklaş. De ki, 'O zaman bacakların yok, demek? Çünkü ruhun bedeni yoktur ve rüzgar ruhu hiçbir yere zütüremez!' Buna ne dersin?" dedi.
Tam bir hazırlık çabası içindeki çocuk bütün gece bunu tekrarlayıp durdu. Ertesi sabah erkenden oraya gitti, aynı noktada durdu ve tam zamanında ikinci çocuk çıkageldi. Birinci çcouk çok mutluydu, şimdi ona gerçek felsefenin nasıl yapıldığını gösterecekti. Böylece "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Ve bekledi...
Ama ikinci çocuk, Pazardan biraz zerzevat alacağım,," diye cevap verdi.
Şimdi, o çocuk öğrendiği felsefeyi ne yapsın?
Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği mucizesi de budur, seni hep hazırlıksız yakalar, hep sürpriz. Gözlerin varsa her anın bir sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın işe yaramayacağını görürsün.
osho
-
souki sanayi de ne işin var
-
tyler dursun denen pkk lı orrr
-
gran torino seni parça parça yapıcamm
-
gran torino ya şuku atan yazar
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 22 01 2025
-
bir tatil için baliye gitmiştimm
-
o gün asla gelmeyecek
-
göz hakkı diye bir şey var
-
ulke bitmiss
-
of karım benim
-
sözlükte kadın olduğunu belli etmek
-
tyler dursun bu tip ne la
-
bu adam hakkında ne düşünüyonuzzzz
-
keske sekreterim olsa
-
ezanlar bir saniye bile susmasın istiyorum
-
yangında 66 kişi ölmüş
-
ölünce beni kim yikayaca k
-
uykuya dalamiyoeum la
-
cidden öleyim ya
-
corps hanım pm kontrol et
-
plakayı ruhsata işletmemişim
-
imş direksiyondur
-
cocukluk donemim mislam zehiriyle gecti
-
corps hanım meraba
-
chpyi savunan dumbki
-
din ile bilimi birleştirdim yeni bişey çıkardım
-
mentalcel pipini boş yere kesmişler
-
ayak ikinci parmagi bas parmagindan uzun olanlar
-
chpnin bi türban yasağı yüzünden
-
madem açıyon verecen
- / 2