1. 51.
    +1
    şubat 2040

    "her ne kadar görevim monotonlaşmış olsada hala dünyaya içten içe acımaya devam ediyordum kayıplar 3 milyarı bulmuştu. ceset görmek sıradanlaşmış adını bile bilmediğimiz hastalıklar kurşunlardan çok can alır olmuştu. atılan nükleer başlıklar sanırım dünyanın dengesini bozmuş olmalı ki depremler bi hayli sıklaşmıştı. geçen ay karargahın b bloğu çökmüştü bi sarsıntıda. durumu daha da kötüleştiren tek şey doğu batı liderlerinin savaşa son vermek üzere attıkları hidrojen bombalarıydı. işte gerçek katliam şimdi başlamıştı. savaşı birtirmek şöyle dursun daha da alevlendirmekten başka bişeye yaramamıştı. beraberinde getirdiği zarar tahminlerin çok üstündeydi belki dünyayı yörüngesinden kaydıramışlardı ama yaşanacak kara yüzdesi % 40 lara gerilemişti.

    virüsler ayrı bi korku ürünüydü imkanı olan devletler askerlerine özel maskeler hazırlamışlardı hem radyasyon esintisinden koruyacak hem virüslere karşı koyacak özel maskelerdi. tabiki sivil halkı düşünen yoktu canı cehenneme sivil halkın önemli olan askerdi bu çağda.

    yeni düzen askerler asker üniformasını sanki kimya bölümünde deney yapanlarla değiştirmişlerdi labaratuvar çalışanlarına benziyorları. sırtta oksijen tüpü önde maske üzerinde sarı siyah koruyucu kıyafet ayakta çizmelerle askerlik tamamen yeni bir boyut kazanmıştı.

    bende o şanslı askerlerden birisiydim. zaman zaman dışarı çıkıp keşif görevi yapsamda çoğunlukla içerdeyim.

    dünyanın yok oluşunu bilgisayarımın başımdan izliyordum tek eksiğiim su yemek ve biraz içkiydi sanırım... "
    ···
   tümünü göster