-
1.
0"Uso, dedim, Uso kalk yürü. Kalk yürü Uso. Kalk ayağa."
Orada, çadırın önünde kınalı tüyleri kıvırcık bir tazı duruyordu.
Bacakları uzun, güçlü, beli yay gibiydi. Büyük gözleri sürmeli, kulakları
düşük, boynu inceydi. Gölgesi çölün kumlarına uzanmıştı. Boz bir eşek
kulaklarını havaya dikmişti. Bir at eşiniyordu, uzun bacakları üstünde. Başını
havaya dikip, burun deliklerini açıyor, çölün havasını kokluyordu.