1. 101.
    0
    Toz duman içinde olmakla dışarıdan izlemek aynı teorik ve politik sonucu koşullamaz. Dışarıdan bakış, tozun dumanın dağılmasına ilişkin mevcut dinamiklere odaklanır, o tozun dumanın neden oluştuğuna değil.
    Tarihte ve toplumda burjuva-proleter devrimler ayrımını saptayanlar, bu ayrımın devrimci anlamda takipçiliğini yapmalıdırlar. 1871’in 1789’un inkârı olduğunu düşünmeyen marksist olamaz. Marx’ın Paris Komünü ile ilgili eleştirileri bu minvaldedir. Komün’ün, 1789’un tarihsel-toplumsal etki alanını devrime uğratmayacaksa bir önemi olmadığı üzerinde durur.
    Bu açıdan kemalizm nereye yerleştirilmelidir? Kemalizme dört başı mamur, çerçevesi birkaç asker ve bürokrat tarafından çizilmiş, havada asılı bir proje olarak bakılamaz. Bu şekilde görmek isteyenler, yaşanan burjuva devrim momentinde dipten gelen bir sınıf ve halk hareketinin olduğunu düşünmezler. Bu da onların, bu sınıf ve halk hareketlerinin takipçiliğini ve savunuculuğunu yapmalarına imkân vermez. Esas olarak belli kişilerarası gerilimlere ve bu kişilerin hikâyelerine yüce anlamlar yüklenilir.
    Kemalizm, 1876 ile başlayan sürecin 1908’deki tepe noktasında tanımlanmış ideolojik, teorik ve politik gelişmelerin içinde değerlendirilmelidir. Burjuva devrimi süreci içinde politik bir yönelim olan kemalizme, “ulusal kurtuluşçuluk”[5], anti-emperyalistlik ya da birebir “burjuva devrimi” yakıştırması yapmak, kemalistlerin kafalara kazıdığı bir yanlıştır. Kemalizme özgünlük ve özgüllük atfedenler burjuvalar ve onların borazanlarıdır. Kemalizme özgünlük ve özgüllük atfetmek, onun ürünlerine ve başta “TC”ye de özgünlük ve özgüllük atfetmek anldıbına gelir. ilk komünistlerin enternasyonal bağları, Komintern üyesi oluşları ve coğrafyayı kuşatması, bu özgünlüğün ve özgüllüğün yol açacağı marazlara karşı sigorta niteliğindedir.
    Kemalizme Ekim Devrimi’nden esinlenmiş bir politik hareket olarak bakanlar sol sahtekârlardır. Ekim’i var eden irade, ideoloji ve teorik birikimle kemalizmin hiçbir ilişkisi yoktur. Bunu Kemal de onaylar. Onun sol tandanslı söylemleri ve eylemleri içeriyor görünüşü, taktik-stratejik bir meseledir. Sol, devrimci, komünist damarın kopartılamayacağını Kemal de bilir, ancak ona göre o damarda akan kanın, ehlîleştirilen unsurlarının sistem içine akıtılmasında bir beis yoktur. Onun solculuğu, bir dönem italyan Sosyalist Partisi’nin genel sekreteri olan Mussolini’nin solculuğu kadardır.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster