0
Komünistler gerçeklerle uğraşmalıdır. Kemalizmi sınıfsal temelde parçalamanın imkânını yakalamak için uğraşan solun başarısızlığı, aksine, asimile oluşu, bugün için somut bir gerçektir. Bu açıdan kemalizmle hesaplaşmak, bugün için komünistlerin birliği ile ilgili tartışmalara önemli katkılar sunacaktır.
Bir başka eleştiri kaynağı da troçkistlerdir. Troçkistler, kısmî, parçalı, yerel ve özgül olanın devrimciliğini görmezler, gördükleri yerde ise ezerler. Enternasyonalcilik yaparken, ulus ölçeğindeki çıkışların devrimci politik etkileşimlerini önemsemezler. Kemalizmi dar milliyetçilik ve bürokratizm üzerinden eleştirirler. Geniş olanın zengin ufkuna güvenirler ama dar olanın derinleştirici faaliyetini anlamazlar. Bu nedenle komünist hareketin somut bir varlık olabilmesi noktasında bir şey söylemezler. Troçkistler, mantıksal bir işlemle Stalin ve Kemal arasında analoji kurarak, Stalin’e yönelik bürokratizm, anti-demokrasi ve tepeden inmeci askerî nizam eleştirilerini M. Kemal’e de yöneltirler.[4] Bu konuda troçkistler içinde, eleştiriyi “Kemal-Lenin ittifakı” bağlamında, Kemal’i Lenin’e benzeterek Lenin’i ve Kemal’i aynı potada eleştirenler de çıkmaktadır.
Kemalizm bağlamında TKP eleştirilerine sayısız örnek verilebilir. Ama tüm bu örneklerin ortak noktası, TKP’nin “Kurtuluş Savaşı” dönemindeki fiilî ağırlığının küçümsenmesidir. TKP dışı siyasetler, genelde onun sonraki ideo-politik eğilimlerini eleştirir, yanlışları kaynağa kadar uzatır ve bu sayede kendisini tek ‘komünist parti’, ‘ML parti’ ya da ‘işçi sınıfı partisi’ olarak gösterme imkânı bulur. Kendine yer açmak için teoriyi tarihsel-toplumsal düzlemlerde böler. Kendisini merkeze alarak yapılan her türlü tarih ve toplum çalışması, tarihi ve toplumu kendine bölecektir. Ya onları, öznenin fiilî etki alanını ölçü alarak bölecektir/dilimleyecektir ya da tüm tarihsel-toplumsal süreci kendisine doğru daraltacaktır. Kendi pratiğinin önsel olarak devrimci kabul eden her özne, bu iki pratik biçimini de doğru ve hayırlı kabul edecektir. Kendisinin bu kutsal ve ulvî pratiğine biat etmeyenleri de tarih ve toplum dışına atacaktır. Oysa TKP’yi küçümsemek, Komintern’i ve Ekim Devrimi’ni küçümsemektir.