0
Kemalizm eleştirileri, ciksen sonrasında önemli ölçüde Kürt hareketi üzerinden somutlanmıştır. Kemalizm eleştirisi ile ilgili olarak bütünlüklü bir perspektif devreye sokulmamıştır. Diğer anti-kemalist dinamikler; sosyalistler ve islamcılar ile ilişkide -böylesi bir ilişki mevcut olmadığından- bir kemalizm eleştirisi geliştirilememiştir. islâmcıların ve sosyalistlerin eleştirileri büyük ölçüde liberalizme yâr olmuştur. Devrimci, komünist unsurlara ise Kürtlerin anti-kemalizmi kalmıştır. Bu üç önemli faal dinamik arasında, kemalizm karşıtlığı noktasında, bağlantı kanalları sağlanamamıştır. Kürt hareketi kendi coğrafyasında, kendi ölçüleri dâhilinde bu kanalları kurmuştur. Türk komünistlerine ise ekgibliğini Kürtlerin artıları ile kapatmak düşmüştür. Kürt hareketinin kemalizm eleştirilerine karşı, sosyalizme ya da liberal bir mantıkla, islamî kültüre dönük katı bir savunu gündeme gelmiştir.
Kemalizm karşıtı üç dinamik; sosyalistler, islamcılar ve Kürtlerdir. ciksen sonrasında sosyalistler Kürt eleştirilerinden beslenmeye başlamışlardır. 90’larda Kürtlerin islamî temaları kullanması ile birlikte, kısmî olarak islamcı eleştiriler içerilmiştir. Onların ve Kürtlerin liberalizme doğru meyli sosyalistleri kendi sosyalitesine kilitlemiş, kendisine kapatmıştır. Kürtlere mesafe alınmış, milliyetçilik eleştirileri yurtseverliğe ve vatanseverliğe; din eleştirileri, modernizm ve aydınlanma bağlamında başka dinsel tematik (metafizik) algılamalara kapı açmıştır.
Kemalizm eleştirileri, islamcıların yükselişe geçmesi ile sosyalizm vurgusu dâhilinde karşılanmıştır. Bu da sosyalist hareketin kemalist ideoloji ile harmanlanmış tarihsel-toplumsal sürekliliğinin parçalanmasına izin vermemiştir. Örneğin Dev-Yol gibi güçlü bir hareketin önemli bir kolu Halkevci olmuştur. Köy enstitüleri aydınlanma adına savunulmuştur. Kürt hareketi içinde komünist bir öznelliğin olmayışı ya da Kürtler içinde işleyen sınıflar mücadelesinin komünist parti biçiminde bir muhatapsızlığı, eleştirilere karşı geliştirilen eleştirilerin ya islamî ama büyük ölçüde sosyalizan söylemler biçiminde oluşmasına neden olmuştur. Anti-emperyalizmin güncelleştiği momentlerde ise kemalizm tekrardan içselleştirilmiştir. Vatanseverlik/yurtseverlik (laik vatanseverlik) biçiminde kemalizm, ideoloji olarak sol hareket içinde kendi yerini tekrar bulmuştur.
Oysa kemalizm karşıtlığının tek dayanağı Kürt dinamiği olmamalıdır. Kürtlerin demokrasi içinde yer bulması ile sonuçlanacak politik süreçte komünistler böylesi bir demokrasi perspektifini devrime uğratacak yol ve yöntemi bulamamışlardır, silâhın tasfiye edilmesi zemininde, bulmalarına da imkân yoktur.
Oligarşi, kapitalizm, bürokrasi, gericilik ya da feodal yapılara karşı olmak üzerinden kendisini tanımlayan sol hareketler, kemalizmin çizdiği genel ideolojik çerçevenin içinde konuşmuş, hareket etmişlerdir. Sosyalizmin, kemalizme karşı somut ideolojik-teorik-politik mücadele verilmeden, kemalizmden kopartıldığı iddia edilmiştir. Aslında yeni konumlanılan yer, kemalizmin tarihsel-ideolojik ve politik ekgib ve zaaflarıdır. Onun ülkeyi iyi yönetmediği iddia edilir ama bu iddia sınıfsal-politik mücadele ile temellendirilmez. Bu nedenle, ekgiblik ve zafiyet edebiyatı yeniden kemalizme bağlanır.
Bugün “kemalizmin içerilip aşılması” gerektiğinden bahsedenlere karşı komünistler, üç beş TKP artığının (Kadrocular) ve Batı solundan esinlenmiş, pozitivist ya da pragmatist aydının söylediklerine göre kemalizmi teorik ve politik düzlemde olumlu bir yere koyamazlar. Onda olumlu unsurları ayıklayıp kendi sistematiğine ekleyemezler. Kemalizmin elinde ve ağzında her şey bu ülkede devrim yürüyüşüne karşı bir silâha dönüşür.
Tümünü Göster