+3
bu gibiş çok uzun zamandır olsa da o kadar geçmişe gitmeyelim daha yakın tarihten bildiğiniz inkılap tarihinden başlayalım panpalarım
bildiğiniz senaryo binin biri bir veliahtı öldürür sonrasında milyonlarca insan milyonlarca insanı öldürür onlarca devlet yıkılır yerine daha fazla sayıda yeni devlet kurulur vs. biz de işgal altındayken ulu önder ve bağımsızlık düşkünü yurttaşlarımız sayesinde özgürlüğümüze kavuştuk. peki sonra ne oldu esas soru bu ne olmalıydı fekat ne oldu
bağımsızlık savaşında bütün dünya devleri karşımızdayken bir devlet yanımızdaydı bunu kimse inkar edemez. bu devlet tabiki de sscb idi. parasal ve silah yardımları sayesinde ülke kurtulmuştur demiyorum ama çorbada tuzu vardır. işgal eden askerin tankına sapanla taş atan bir çocuğun hakkını vereceksiniz sezarın hakkı sezara beyler oç lık yapmayın. vefasızlık yapmayın. önemli olan niyet. sonuçta sscb bize yardım etti peki niyeti ne idi. gerçekten bizim kara kaşımızı kara gözümüzü kıllı zütümüzü mü seviyorlardı? bakalım
sscb bildiğiniz gibi uzun içsavaşların sonucunda kurulmuş antikapitalist sosyalist bir devlet idi ve anti emperyalist duruşu itibari ile kuvayi milliye yi desteklemişti. neden çünkü emperyalizm planları sovyetlerin anında ümüğüne basmak şeklindeydi ve tabi ki de sovyetler bu plan gerçekleşmesin diye eldeki bulguru bırakıp pirinç aramaya gittiler yani ortadoğuda ve avrupada bütün antiemperyalist başkaldırılara destek çıktılar. siyasi ideolojiye bağlı destek gibi görünse de temelde etrafında it sürüsü gibi abd ingiltere uşağı ülkeler dolanmasın diye. adamlar haklı kim ister zütünde kendisine düşman bir ülkeyi.
bu sebeple kuvayi milliyeye mümkün olan desteği sağladılar. ve şunu söylediler merhaba dünyalı biz dostuz, ölü giben değiliz. doğu illerinden koşulsuz geri çekilme ve kuvayi milliyeyinin sınırlarını tanımaları bu yüzdendir. ama ilginç olan şudur ki kuvayi milliye sınırlarını asla kabul etmeyen ve her fırsatta ülkeyi gibmek isteyen ingilterenin bu cemaatin köylüsünden zenginine gönlünde sscb den daha değerli bir yeri olmuştur. çünkü bu ülke o zamana kadar uzun süredir oyunlarla ve emperyalist savaştaki boşluklar değerlendirilerek yönetilmiş idare edilmiş hasta adamın yaşatılması sağlanmıştır. araplara boşa laf etmeyin bizim de onlardan az kalır yanımız yok.
kaddafinin kıbrıs savaşında kendi ülkesinin depolarını boşaltıp ve hatta kendi uçağındaki techizatı söküp bu ülkeye yardım ettiğini unuttuk unutturulduk ve ne yaptık. bize yardım edenlerin gözünü oyduk, vefasızlıkta ön sıralara yerleştik. osmanlının son dönemlerinde ve türkiye kurulduktan yaklaşık 10 yıl geçtikten sonra bu ülkeye diplomasi de hep güvenilmez denmiştir. türklere güven olmaz lafı uluslararası diplomaside uzun zamandır kullanılan bir deyiş olmuştur.
devam edelim
Tümünü Göster