+3
OAK ADASINDAKi
HAZiNENiN ESRARI
1795 yılında Daniel McGinnis adındaki genç, Oak Adasında, geziniyordu, yerde tuhaf yuvarlak bir çöküntü görünce merak etti, burada dalları ….olarak kullanılmışa benzeyen bir ağaç vardı. Bu bölgeyle ilgili korsan hikayeleri duyduğundan, eve gidip ertesi gün arkadaşlarını da alıp kuyuy araştırmaya karar verdi.
Birkaç gün Daniel ve arkadaşları burada çalşıtılar, 2 metre aşağıda …taşlarıyla karşılaştılar, 10 metre aşağıda ise meşe …vardı. 20, 30 metre kazdılar ….dan başka bir şey bulamadılar evlerine döndüler ama yine de araştırmaya devam etme kararı aldılar.
Üç arkadaşın 8 yıl sonra tekrar bir araya glediler, yanlarında bir de Onslow şirketi ni de almışlardı, yine kazmaya başladılar, 30 metreye kadar kolayca kazdılar, 90 metre daha kazdılar, her 10 metrede yine meşe…buldular, 40. metrede ….vardı, 60 metrede ise ananas fiber
90. metreye gelince çok şaşırdılar gizemli bir şeylerin yazılı olduğu bir taş buldular.
90 metreden sonra devam edince içeri su dolmaya başladı, ertesi gün su 33 metreye yükseldi pompalara çalışmadı, ertesi yıl aynı yere paralel yeni bir çukur kazdılar. Yine su dolunca araştırmalara 45 yıl ara verildi.
Bubi tuzağı!
Sonra çukurda zekice düşünülmüş bir bubi tuzağı ortaya çıktı. Onslow Şirketi 500 metre derinde tesadüfen bir su kanalı ortaya çıkardılar, suyu boşalttıkça deniz suyu yeniden dolduruyordu, kimler planladıysa ki, bilinmiyor, burasını kazmayı önlemek için konulan engeller bu kadarla bitmeyecekti.
1849’da başka bir şirket, Truro Şirketi hazine için araştırmaya koyuldu, 86 metre kazdılar ama yine ortalığı sular seller kapladı. Buraya ne gömüldüğünü anlamak istediler, merkezden örnekler aldılar. 98 metrede 10 cm. meşe kütük, 88 cm. lik, metal parçalar buldular, sonra hep bu şekilde devam etti, parayla dolu 2 sandık gömülü olduğuna karar verdiler, kazdıkça yine meşe kütükleri ve hindistan cevizi lifleri buldular
Bir kazıda sanki bir zincir parçası gibi üç küçük altından bahsedildi ama ne olduklarını kimse bilmiyor.
1850’de Truro şirketi paralel bir çukur ve oradan da tünel açma planlarıyla yine döndü, ama tünel açtıkça yine içeri su hücum etti, pompalar getirdiler ama suyu boşaltmak imkansızdı, bu arada suyun kumsalın dışından geldiğini fark ettiler. Bu başka şaşırtıcı bir keşfe yol açtı kumsal yapaydı.
Çukur planlayanlar bir tür kanalizasyon sistemi yapmışlardı, kumsal üzerinde 145 metre genişlikte, tıpkı bir elin parmaklarına beziyordu. Her parmak bir kanaldı, kumların altında ve kayalarla çevrelenmişti, kanallar kayalarla, kaplıydı, kimi yerde parke taşlar, kireç harcı, ladin ağacı kerestesi, meşe kütükleri ve hindistan cevizi liflerinden katmanlara rastlıyorlardı, şirket o zaman şöyle bir çözüm düşündü kumsaldan gelen su akışını engelleyeceklerdi ve hazineye ulaşacaklardı bir baraj yapmaya teşebbüs ettiler, fakat bir fırtına çıktı ve baraj bitmeden yıkıldı, sonra bir plan daha yaptılar ama bu da işe yaramadı ve Truro şirketi bir daha uğraşmadı.
1861 de başka bir şirket Oak Island Association işe koyuldu ama yine sular doldu.. yıllarca farklı şirketler bu esrarı çözmeye çalıştılar ama bir şey elde edemediler.
Hatta su akışını engellemek için dinamit kullandılar, bu da işe yaramadı.
Daha sonra çukurun dibinde çimento bir yer altı odası bulundu, 7 metre yükseklikteydi ve 15 cm. kalınlıkta duvarları vardı, içeride tahtalar, bilinmeyen bir madde, metal parçalar filan vardı, sonra küçük parşömenlerde ‘v’, ‘ui’ ‘wi’ harfleri yazılıydı, bunların ne olduğu anlaşılamadı
1900 ve 1936 da çeşitli araştırmalar yapıldı yine başarısızlıkla sonuçlandı
1936’da Gilbert Hadden ve Fred Blair ise 90 metre derinde üzerinde garip yazılar olan taş buldular ayrıca keresteler ortaya çıktı..bu kerestelerin çok daha büyük bir inşaatını kalıntıları olduğu sanılıyor
Trajedi
1938’de hazine avcısı Erwin Hamilton işe koyuldu, ama bir şey bulamadı 1959’da Bob Restall ve ailesi adaya geldiler, üzerinde 1704 yazılı bir kaya buldu, diğerleri bunun eski araştırmacıların yazmış olduğuna inandılar, 1965’de kazı yaparken Bob bayıldı ve çukurun içindeki suya düştü, oğlu Bobbie ve iki işçi onu kurtarmaya çalıştı, dördü de öldüler.
1965’de Bob Dunfield iş makineleri kullandı, buldozerler, vinçler getirdi.. yine bir sonuç elde edilmedi, 1967’de bir çift makas bulundu, bunların ispanyol-Amerikan yapımı ve muhtemelen 300 yıllık olduğu anlaşıldı ayrıca kalp şeklinde bir taş bulundu.
1976 yılında işin içine kameralar girdi, 230 metre aşağıya kamera uzatıldı, üç hazine sandığı ve suda yüzen bir insan cesedi bulundu. Aşağıya dalgıçlar gönderildi ama güçlü akıntıdan bir şey göremediler. Sonra çukur kendiliğinden çöktü ve bir daha açılmadı.
Günümüzde Blankenship ve Triton şirketi hala bu konuyla ilgileniyor. Herkes orada bir hazinenin gömülü olduğuna inanıyor ama nasıl çıkartılacak?