1. 1.
    +13 -5
    iki dakika okuyun amk binleri.

    atatürk, bir insanın vizyon anlamında ulaşabileceği en üst nokta, tüyler ürpertici bir zekaya ve ileri görüşlülüğe sahip devlet adamı, bu topraklarda yaşamaktan gurur duymamı sağlayan sayılı detaydan birisi.

    biraz araştıran insan mustafa kemal'in dinlere inanmadığını, hatta dinlere karşı keskin bir antipati beslediğini net şekilde görebilir. buna rağmen kurtuluş savaşı zamanında dindar halkın desteğini alabilmek amacıyla yanında hacı hocalar gezdirmiş, hutbeler vermiş, koca bir ülkeye poker face'ini gösterip savaşı kazanmıştır. savaş sonrası yeni kurulacak türkiye'de, daha doğrusu kafasındaki ülkede dinlere yer olmadığı açıktı. bu kadar müslümanın yaşadığı bir ülkede islam'ın yok edilemeyeceği de açıktı. islam ile yoğrulmuş bir coğrafyada gerçek anlamda medeni bir ülkenin var olamayacağı da açıktı.

    bütün bunları kafasında tartan baş kumandan, senelerdir bizim gerizekalı embesil kemalistlerin yaptığını yapıp halkla zıtlaşmak yerine zaten neye inandığını bilmeyen halkın inandığı değerleri manipüle etmekte buldu çareyi. kılık kıyafet kanunu, latin alfabesi'ne geçiş gibi devrimlerle anadolu halkı ve arap dünyası arasına aşılması zor bir kültürel duvar ördü öncelikle. daha sonra da özel olarak görevlendirilmiş hocalar aracılığıyla insanların içki içebildikleri, kadınların mini etekle gezebildikleri, inananlarının çevresindeki insanlara zarar vermeyeceği yepyeni ılımlı bir dini islam diye halka empoze ettirdi. halk zaten o zaman da arapça konuşmadığından, neye inandığından bihaber olduğundan insanların büyük çoğunluğu bu yeni islam anlayışına hemen adapte oldu. tabi olan bitenin farkında olanlar da vardı. bu azınlık din elden gidiyor nidalarıyla ayaklanınca istiklal mahkemeleri kuruldu ve azımsanmayacak sayıda insan bu mahkemelerde idam edildi. çoğu kaynakta istiklal mahkemelerinde yargılamaların adil yapılmadığı söylenir. ancak bu mahkemelerin amacı zaten adaleti sağlamak ve yargılamak değil, yeni türkiye'nin yaralarını sarma sürecinde ayak bağı olabilecek potansiyeldekileri yok etmekti, büyük ölçüde başarıldı. mustafa kemal kısa vadede sorunu çözmüş, islamcı tehditi yok etmeyi başarmıştı ancak günün birinde radikal dinci tehlikesinin tekrar hortlayacağını görebilecek kadar da ileri görüşlüydü. ne yazık ki o günleri görmeye ömrünün vefa etmeyeceğinin, kendi rolünün bitmek üzere olduğunun da farkındaydı ve elinden ülkesinin gençlere emanet etmekten başka bir şey gelmiyordu.

    (bkz: gençliğe hitabe)

    baş kumandan'ın yeni türkiye adına ilk hamlesinin çeşitli devrimlerle anadolu halkı ve müslüman arap dünyası arasına kültürel bir duvar çekmek olduğunu söylemiştim. bugün iktidardakilerin yapmaya çalıştıkları şey, o duvarı yıkarak cumhuriyet'in temellerini yerle bir etmek ve gerisinin kendiliğinden gelmesini beklemek. ne yaptıklarının son derece farkında oldukları mesajını da atatürk'ün islamcılara karşı ilk zaferini elde ettiği yer olan topçu kışlasını yeniden inşa etmeye kalkarak verdiler, ancak gençlik dersini iyi çalışmış ki buna izin vermedi. bu işin sandıklarından çok daha zor olacağının son derece farkındalar artık, adımlarını da buna göre atacaklar.

    neks çeptır: belgelerle atatürk'ün dini inancı
    ···
   tümünü göster