1. 801.
    +16
    -devam-

    Berrin halimi görünce
    -çok kötü olmuş- dedi.
    Ne olmuş diye soramıyordu. Neden diyemiyordu.
    Nedenini bilmeyi istemek ayıptı o anda.
    Ama annem yine de söyledi. Yalan söyledi. Ama söyledi.
    -kavga etmiş, dışarıda- dedi.
    -Babası dövdü- diyemezdi.
    -Eşek kadar adam babasından dayak yedi- diyemezdi.
    -Kocam, oğlumu dövdü- diyemezdi.
    işte bu yüzden yalan değildi.
    her seferinde, Doğruların, gerçekler olması gerekmez.
    Bazı doğrular, gerçeklere aldırmaz. yalan doğrulaşır.
    O yalanların gerçek olması gerekir.
    Gerçek olan, o yalanlardır.

    Tek kelime bile etmiyordum.
    Biraz önce cenaze kaldırılmış gibiydi evdeki hava. Sanki, sıkıntıyı bilen sadece ben ve annem değildi.
    Cansız bütün nesneler, duvarlar, halılar,
    ne demek olduğunu hiç bilmediğim ve merak bile etmediğim, ayet yazan duvarda asılı yazılar bile o sıkıntıyı biliyordu.
    Ona göre davranıyordu sanki.

    Ağrıları hissetmeye yeni yeni başlıyordum.
    Ağrı kesici verdi berrin.
    Babamın fırlattığı, sandalyenin ayağı, sağ omzumun hemen altına gelmişti. Mosmordu.
    -Sağ omuzuna doğru yatma- dedi. -Sabah çok daha fazla ağrır.-

    Kurabiye ve çay getirdi annem berrine.
    Evlenecekmiş berrin.
    Nişanlısının kısa dönem askerliği bitmek üzereymiş.
    Harita mühendisiydmiş çocuk.
    Büyük bir mutlulukla, nasıl bir düğün, nasıl bir ev, nasıl bir düzen kuracaklarını anlatıyordu.
    yanımdaki anneme küfür ediyordu sanki. suratıma suratıma küfür ediyordu sanki.
    Büyük bir mutlulukla anlattığı için, anlattıkça anlatıyordu.
    Şu halimize rağmen anlatıyordu. Güzeldi berrin, evet.
    Ama salaktı.
    Öyle bir anda, bunlar anlatılmazdı.
    O kadar mutluydu ki, bu yüzden göremiyordu hemen yanı başındaki mutsuzluğu.
    Z yi düşündüm yine.
    Berrinin yaşadığı mutluluk hayallerini, gerçekleştirmek için yola çıkmaya üşenmeyecekti.
    Ben olmayacaktım o hayallerde.
    Ben, hayal diye kimsenin kurmayacağı olayların içinde olacaktım.
    Herkes yerini bilecek beyler.
    Herkes nerede olması gerektiğini bilecek.
    Benim o düşlerde yerim olamazdı.
    berin kalkmaz üzereydi, teşekkür etti annem, mahcup bir şekilde para uzattı,
    istemem gibi bir hareket yaptı berrin.-bir şey yapmadım ki- dedi
    -evleneceksiniz, böyle böyle birikir- dedi annem.

    Ben, berrinin yerinde olsam, o para almazdım. Ama o aldı.
    Hayalleri vardı dediğim gibi. Onun için çabalıyordu.
    Hayalleri olduğu için annemin verdiği parayı aldı.
    Benim gibi adamlar, öyle bir durumda para almaya tenezzül etmezler. Cebinde parası olmasa bile, tenezzül etmezler.
    Çünkü onun gibilerin hayalleri olur, umutları olur.
    Ama benim gibilerin, bizim gibilerin hayalleri olmaz. Umutları olmaz.
    Hatırlamak istemedikleri olur, denk gelmez istemedikleri olur, anımsatsın istemedikleri olur. Ama umutları olmaz.

    iyi dilekler ve mutluluk dileklerini sıraladı annem.
    berrin gitti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster