1. 1.
    -1
    ileri demokrasi paketi geldi hoş geldi. Peki ne getirdi?

    Okuyorum gazetelerde, forumlarda, sosyal medyada ve sözlüklerde. Farklı ağızlardan aynı şeyler yazılıyor. Farklı fikir ve görüşlere sahip insanlar aynı noktada birleşiyor. Akp’nin yeni demokrasi paketi sadece ihaneti getirdi. Ayrıntıları bir de ben yazıp kalabalık yapmaya niyetim yok. Bundan sonra ne olacağından bahsedeceğim. Çünkü getirdiği şey her neyse bunu bize gelecek gösterecek.

    Geçen son 30-40 yıllık süreçte teknolojinin esiri haline geldik. izlediğimiz haberler, seyrettiğimiz filmler bize hep aynı şeyi gösterdi. Halk bir hiçtir. Karanlık duvarlar ardındaki şapkalı ve gözlüklü adamların imzaları bizleri yönetir. Onlar ol demeden hiçbir şey olmaz. Teknolojiyi yönetenler tüm dünyaya hep aynı şeyi anlatmaktadırlar. Küresel güçler vardır, erişilemezler, yok edilemezler, her zaman kazanan onlardır.

    Türkiye’de bol miktarda var bu şapkalı gözlüklü siyah giyen adamlar. Bu adamların işi insanları kesip öldürmek falan değildir. Bu adamların işi yanlış olanları doğru gösterebilmektir. Halkı yanlışın doğru olduğuna inandırmaktır. Bunun için her türlü medya kuruluşu, basın yayın organları bu tiyatroya sahne olmaktadır.

    Hani bir söz vardır “40 defa söylersen olur” diye. Bizlere bir şeyi 40 defa söyleyip ona inandırıyorlar. Yanlış olduğunu bile bile inanmaya başlarsınız yavaş yavaş. Zaman geçtikçe yanlış olduğunu tamamen unutursunuz. Kabullenirsiniz her söyleneni. Medyanın her söylediği sizin kanununuz olmaya başlar. Bu kıvama gelenler o şapkalı ve gözlüklü adamların en sevdiği insan türüdür. Bu insanlar en büyük kozlarıdır. Ancak her türlü uğraşlarına rağmen inandıramadıkları insanlar da vardır. işte o noktada sert müdahaleler başlar. Önce bu çatlak sesler suçlu ilan edilir. Ardından ibret olsun diye bir kısmının canı yakılır. Kimi hapse atılır, kimi öldürülür. Yanlışa karşı direnenler ibret olsun diye allanıp pullanıp cezası verilir ve halka gösterilir. Artık dik başlı insanlar içinde çözümleri yerine oturmuş olur; “korku pgibolojisi”.

    Biraz daha yazdıklarımızı somutlaştıralım. Her söylediklerine inandırdıkları insanlar zaten bu memleketin yarısını temsil ediyor. inandıramadıkları diğer kesim ise “korku pgibolojisi” ile baş etmeye uğraşıyor. Başını pencereden çıkardığı anda okkalı bir biber gazı bu insanları bekliyor. Akp hükumeti iktidara geldiğinden bu yana kademe kademe ne istediyse yaptı. 10 yıl önce olmaz dediği şeylerin tamdıbına şimdi “neden olmasın canım!” diyor. Pkk ile işbirliği içinde değiliz diye 40 defa söylediler. Şimdi göz göre göre Pkk ile işbirliği yaptığı halde hala işbirliği yapmadığına inandırabiliyor.

    Bu ülkenin komutanlarını bir bir içeri tıktılar. Genelkurmay başkanına müebbet hapis cezası verdiler. Bebek katilini bu memleketin en öndeki gündem konusu yaptılar ve her sözünü yasa kıldılar. Bunların gelişim sürecinde ise yaşananların doğruluğuna inanan inanmayan herkes sadece öylece oturdu ve izledi. Şimdi çıkıp “biz eylem yaptık arkadaşım” demeyin bana. Öyle eylemle hapisten kurmay kurtarılmaz. Bu adamlar her istediğini yapar, bizler sadece bağırdığımızla kalırız. Gideriz eylem yaparız, polis bizi joplar, belki kimimiz ölür ama bunlara hiç bir şey olmaz. Çünkü onlar halkı inandırmıştır. Çünkü onlar güçlüdür. Biz ise güçlü değiliz. Onların medyası var, onların silahları var. Bizim ise sadece süt ve limonumuz var, o da ancak biber gazından az etkilenmeye yarıyor. işin özü o demokrasi paketinde yazan her şeyi paşa paşa kabul edeceğiz. Tıpkı bundan öncekileri aklımızda kabul etmediğimiz halde yıllar sürecinde nasıl sindirip ona göre yaşamaya alıştıysak buna da alışacağız. Kürtçe anadilde olacak, bebek katili dışarıda çıkacak, meclise de girecek, devlette kuracak. Bunları hepimiz biliyoruz ve hiç bir şey yapamayacağımızı da biliyoruz. Çünkü tüm güç onların elinde.

    Acaba?

    Hemen üstteki yazmış bulunduğum paragraf önceki paragrafların tasviridir. Aklımızda ki çaresizliğin yazıya dökülmüş halidir. Göz göre göre kabullenmenin şeklidir. Tam olarak yazımda bahsettiğim pgiboloji oyunu üstteki paragraftır. Bizleri hiç bir şey yapamayacağımıza inandırmışlardır. Özet olarak bu sistem herkesi yalanlara inandırır, inanmayanları da güçsüz olduğuna inandırır.

    Türk milleti bu oyuna daha fazla düşmemelidir. Unutulmamalıdır ki; bizleri yönetenler bizim seçtiğimiz insanlardır. Biz seçtiğimiz insanlardan korkmamalıyız. Onlar bizlerden korkmalıdır. Onların kurguladıkları dünya bizim gücümüz ve desteğimiz olmadan sadece bir hayal olarak kalacaktır.

    Ey Türk, titre ve kendine dön! Türk korkmaz. Türk pes etmez. Türk sancağını yerde koymaz. Zaman karanlıklar ardındaki şapkalı adamların bizler için kurguladıkları kirli dünyayı temelden yıkma zamanıdır.

    “Varlığım Türk varlığına armağan olsun”

    (bkz: alıntıdır)
    adam haklı ama beyler
    ···
   tümünü göster