1. 1.
    +20
    Mahmut YILDIRIM(Yeşil) Kimdir?
    1951 Bingöl doğumludur. imam Hatip Lisesi mezunudur. 1973 yılında Bingöl`ün Genç ilçesi Jandarma Komutanlığı ile ve MiT Tatvan Bölge Müdürlüğü ile çalıştı. 1974 Yılında askere gitmiş ve Kıbrıs Barış Harekatına katılmıştır. Askerden geldikten sonra Hizbullah Haraketi içine sızarak MiT için çalışmıştır. 1989 da MiT ile ilişkisi kesilmiş ve Jandarma istihbaratı ile çalışmaya başlamıştır.

    Biyografilerde herşey buraya kadar normal. Benim değerlendirmem göre yanlışlar bu kısımdan sonra başlıyor. Bu kısımdan sonrasını kendi analizlerime göre anlatayım.

    PKK'nın ortaya çıkması ile birlikte Jandarma istihbaratı ile çalışmaya başlamıştır. Bölgede PKK ile mücadele için herkesten çok çalışmış bir kişilik diyebiliriz.

    Savaşçı Kimliği
    Dağlarda PKK gibi dolaşır, onlar gibi giyinir, onlar gibi davranırdı. Askerlerin ayırt etmesi içinde Yeşil bir flar takardı.. Oğlunun yazdığı kitaba göre:" Ekibindeki herkese çantadaki kumanyaları döktürürmüş. Onlar(PKK) nasıl savaşıyorsa bizde öyle savaşıcaz aç, susuz, uykusuz." Kurduğu ekibin elemanlarını kendisi temin eder ve hepside itirafçılardır(Bu itirafçılar şuan ki Murat KARAYILAN olabilecek insanlardır). itirafçıları dağdan indirerek kendisi yetiştirir ve operasyonlara gider. 6 kişilik bir ekibi vardır.

    Dağda PKK'lı bir grup ile karşılaştığında onlarla konuşur aynı kampta kalırmış. Uygun bir anı yakaladığında grubun hepsini tutuklar.

    Oğlunu cümleleri:
    Babam "akşama görüşürüz" diyerek evden çıkar ve en az 3 ay gelmezdi. Eve geldiği zaman 55-60 kg kadar düşerdi. Ayaklarının altından taşları cımbızla toplardık. 2 ay yataktan çıkmazdı. Her geldiğinde Kur'an okur, kurban keserdi. Hiçbir zaman müzik dinlemezdi. Gittiği operasyonlarda çatışma sesini kaydeder onları ve Abdülsametten Kur'an dinlerdi.

    Bir keresinde çatışmada sıkışan bir timi kurtarmak için desteğe gitmişti. Eve geldiğinde üzerinde Kan vardı. Giyisisini çıkartıp sıcak suya bastı ve Kazanın için tamamen kırmızı olmuştu. Sonra bu suyu bir çukur kazıp içine döktük ve üstünü kapattık .Babama ne oldu diye sordum. Bana destek için gittiği timdeki bir asker yaralanmış. Babam onu omuzuna almış ve oradan çıkarmış ama askeri hastaneye yetiştirememiş Şehit olmuş. Sonraları babam ne evden çıkarken hep gözü kanı döktüğümüz çukura takılırdı ve bize derdi ki. Sakın oraya basmayın orada Şehit Kanı var.

    PKK'lıların öyle bir korkulu rüyası olmuş ki. Telsizlerde "Yeşil geldi" dediklerinde teröristler çekilmeye başlarmış.

    Yeşil bölgeyi çok iyi bilirmiş. Bölgeye yeni gelen bazı Komutanlar ondan yol tarifi nerelerde pusu atılıp atılamayacağını sorarmış.

    Bir keresinde PKK kampına baskın düzenlenecek. Kampa gidiliyor fakat kampta kimseyi bulamıyor. Askerler geri çekilirken YEŞiL orada kalır ve bölgeye hakim bir mağraya geçer. Teröristler geri dönene kadar bekler ve onlar geriye döndüğünde birliklere haber verir ve askerlerin gelmesiyle kampı düşürürler.

    Bir köye gittiğinde köy kahvesinde gece burada kalıcam der ve bu haberin dağa gideceğini bilir. Gece kendisini öldürmeye gelen teröristleri pusuya düşürüp öldürüyor.

    Apoya 1 Ton Yüklü minibüs ile suriyede suikast düzenliyor fakat başarısız oluyor. Başaramadığı için uzun süre konuşmuyor kendi içine kapanık oturuyor. Dönemin Jandarma Genel Komutanı, arkadaşları, Mesut YILMAZ teselli etmek için arıyor. " Ölmedi ama Suriye topraklarından çıkarmak zorunda kaldı. Hedefimize ulaştık" diyorlar ama babam hiç değişmiyor.

    Dağda gezerken PKK'lı militanlara eğitim veren bir Yunan subayını görüyor ve bu adam Yunanistan'a döndüğünde bu adamı suikastle ödürüyor. Fakat yakalanıyorlar. O kadar işkenceye rağmen tek kelime konuşmuyor. BEN ÖLDÜRDÜM demiyor. Yunan hükümeti YEŞiL'in suikasti düzenlemediğini anlayınca Türkiyeye teslim ediyor ve Yetkililere diyolarlar ki "Eğer Yetiştirdiğiniz tüm personel böyleyse işimiz var bizim"

    Pgibolojik Savaş Uzmanlığı
    Yeşil tamamen dostluklarını dahi Vatan için kurmuş bir kişilik. Dostluk kurduğu kişi Vatana fayada sağlıyorsa bir daha o kişiyle irtibata geçmezdi.

    Kamer Genç bir gün Tunceli Jandarma komutanlığına gelir. Karşılıklı diyalog olarak anlatayım bunu:

    Kamer Genç: " Yeşil benden ne istiyor." (Komutanlara)
    Komutan: " Noldu, ne yapmış."
    Kamer Genç: Köy köy dolaşıp " Kamer Genç iyi adamdır. Oyunuzu ona verin demiş"
    Komutan: "iyi işte senin için oy toplamış der."
    Kamer Genç: "Ne oy toplaması. Oylarımda en büyük düşüşü yaşadım"

    Yeşil Tunceli bölgesinde sevilmeyen bir kişiymiş. Bu yüzden kamer genç hakkında böyle konuşmuştur.

    Köylere her gittiğinde çocuklar Ahmet (Ahmet Demir adını kullanıyor.) amca geldi diye yanına koşarlarmış. O da çocuklara çikolata dağıtırmış.

    Yeşil köyleri gezerken. Köyün birtanesinde oraya yeni atanmış bir memur, köylüleri etrafına toplamış birşeyler anlatırken bir yandanda içki içiyormuş. Bunu gören Yeşil halkın içinde bu adamı azarlamış küçük düşürmüş. Çünkü bölge halkı bu tür konularda hassas.

    Bir keresinde evde telefonda birisi ile konuşuyor ve kavga ediyormuş. o kadını niye tutukladınız serbest bırakın diye. Tabi hanımı ve oğlu bunu duyunca. Meraklı gözlerle Yeşil'e bakıyor. O da durumu açıklıyor. Polis bir tane hayat kadınını PKK prograpandası yapıyor diye tutukluyor. Yeşil buna kızıyor ve diyor ki " Bu kadın hayat kadını bunun yaptığı PKK prograpandasından ne olur ? Bu kadını tutukladınız ne olur diye düşün bakalım."

    Susurluk çetesine kan kusturuyor. Hepsinde haraç alıyor. Peki buradaki ince nokta ne? PKK bu çetenden sınırdan geçirdiği uyuşturucu için para alıyor. Sırf bu para PKK'ya gitmesin diye bu adamlara haraç kesiyor ve "Kim size gelirse adımı verin. Adım Ahmet Demir, Kod Adım YEŞiL" diyor.

    Telefon Kayıtları:
    http://www.youtube.com/watch?v=mEtn2WjLk_k
    http://www.youtube.com/watch?v=Qpcl4EYjqvk

    Oğlunu ifadesine göre: O gelen paranın kuruşunu ellemedi bizede elletirmedi." Bu Para Haram Para" dedi. Paranın tamdıbını devlete aktardı. Eğer o parayı kullanmış olsaydık 7 sülalemiz çalışmadan hayat sürerdi.

    Polis Yeşili şüphelenip örgüt üyesi diye tutukluyor. Fakat hiçbir zaman Devlet için çalıştığını söylemiyor. Sırf deşifre olmamak için. Yanında DHKP-C ve PKK'ya ait kimlik taşırmış. Sorduklarında ben PKK'lıyım dermiş.

    Alparslan Türkeş Elazığ'a ziyarete geldiğinde onun korumalığını yaparmış. Türkeş yeşili çok severmiş. ( Oğlunun ifadesine göre )

    Oğlu Anlatıyor:
    Babam evine hiçbir zaman Bayrak asmadı. Çünkü bayrağa saygısı sonsuzdu. Saygısızlık ederim karşısında diye asmazdı. Birgün çok sevdiği bir komutan işlemeli bir bayrak hediye etti ve asmasını istedi. Babamda ofisine astı. Fakat bir misafiri bacak bacak üstüne atarak ofisinde oturunca misafiri gidince hemen bayrağı alıp çekemeceye koydu.

    Peki neden böyle vatanına hizmet etmiş bir kişilik kötü duruma düşüyor. En iyi arkadaşı Ahmet Cem ERSEVER ve diğer faili meçhul cinayetler bu kişi üzerine atılıyor. Niye isimleri kirletiliyor.

    1. Susurlukçulara nefes aldırmamıştır.
    2. PKK ya nefes aldırmamıştır.
    3. Yurtdışında çok başarılı operasyonlar yapmıştır.
    4. Hükümet artık böyle kaliteli insanları istememektedir.

    Özet: PKK'yı gibmiştir. Bu bile yeter.

    (bkz: mahmut yıldırım/#112868439)
    ···
   tümünü göster