inciden yediğim en büyük kazığı anlatıyorum

geçen sene binin biriyle tanıştım buradan. interrail yapacaktık beraber. telde falan konuştuk 1 ay kadar...
bu bin bana çifte vatandaşım zaten, vize istemiyorlar benden dedi.
4 dil bildiğini falan söyledi.
bende o sıralar askerdeydim. ama askerliğimin son günleriydi. şafak olmuş coni moni. askerliğin bütün stresini bir avrupa turu ile atmak istiyordum...

neyse ben 15 gün sonra falan terhis oldum. memlekete geldiğimde de 1 hafta kadar konuştuk bu binle. bende bu arada kendi vize işlemlerimi falan hallettim.
ve yaklaşık 1 aylık telefon trafiğinin ardından akşam 18:00'da havaalanında buluşmak üzere sözleştik.
önce atina'ya oradan trenle avrupaya akacaktık.

ben havaalanına geldim bu bini arıyorum arıyorum açmıyor. en sonunda annesi açtı telefonu... sen kimsin oğlumu nereden tanıyorsun falan dedi.
ben ne diyeceğimi şaşırdım. yeni tanıştık teyze falan dedim.
kadın sercan bugün cezalı. telefonuna el koydum. dershaneyi kırmış falan dedi.
başımdan aşağı kaynar sular döküldü amk.

sercan kaç yaşında... diye sordum.
kadın; ''18'ini yakında dolduracak. üniversiteye hazırlanıyor işte'' dedi.

binin dölü bana 22 yaşında üniversite öğrencisi olduğunu söylemişti.

ve benimde o günden sonra bu sözlükten reel arkadaşlığa inancım kalmadı.