1. 1.
    +1 -2
    Mesleki Yeterlilik Kurumu denilen şu malûm merkezden kotarılıyor bu işler. Din eğitimi buna dahildir. Arkası şudur: Her cemaat, her tarikat, her mezhep, Moon tarikatı, ya da ingiliz servislerinin mezhebi Evangelist Protestanlık dahil her din-mezhep bu okullarda kendi kürsülerini kurarak öğretme serbestliğine sahip olabilecektir. (Yeni Anayasa Madde X.)
    Sömürgeci Anayasa geliyor anlayacağınız. Her tarikat böylece kendi müridini yetiştirme ve kendi bağışını/aidatını toplama serbestliği kazanacak, kendi kıyafetiyle okullara girip çıkacak, kim ne inançtadır açıktan görülür olacak.
    Daha açığını söyleyeyim, Cami-Cemevi ile imamlık-Dedelik okulu açmak, Alevileri açığa düşürme planıdır.
    Bu oluşuma karşı çıkarken getirilen tüm piyasacı eğitim sistemine de karşı çıkmalıyız, "yeni" diye dayatılan sözde "çağcıl" ve sözde "sivil" anayasaya karşı çıkmalıyız. 5544 sayılı yasayı deşifre etmeliyiz, piyasacı eğitimin moderatörü MYK binasının önünde bunları protesto etmeliyiz. Yoksa, mahallemizde açılacak imam Okulu binasının önünde protesto etmek, oradaki Türkçe bile bilmeyen yöneticiye, ya da kapıya kayıt için gelmiş veliye laf anlatmaya çalışmak, onlarla sürtüşme yaratmak, birilerinin zaten istediği şeydir. Biz DiN PiYASASI kuruluyor, bunu halka göstermeliyiz.

    Cemevleri kültür evi olarak hizmet görebilir. Bu başka şeydir. Buralara ibadet evi dersek, onların istediği tuzağa düşeriz, saldırmak yakmak isteyenler varken, onlara aradıkları malzemeyi sunmuş oluruz.

    Aslında şehirde Cemevi olmaz, Cemevi köyde olur. Herkesin Alevi olduğu yerde cem olur, bilenler bu sözümü anlayacaktır. Alevilik bir sosyal kültürdür, bireysel olarak Alevi olunmaz. Örneğin kapısında dilenci olan bir yerde cem olmaz, oysa camilerin önü dilenciyle doludur. Çünkü Musahiplik denilen bir sosyal dayanışma töresi vardır, yoksulu kendinle eşitlemek, onu kalkındırmak töredir. Cem’e katılanın oradakilerden bir kişiye ahi borç vermemiş olması veya kendisinin oradaki bir kişiden borç almamış olması gerekir, katılan herkesin sosyal eşitlenmiş olması temeldir. Çünkü bu bir dayanışma kültürüdür, Birliğimiz Dirliğimizdir sözü lafta değildir. Borç alan emir alır, kula kulluk eder, oysa bu kültürde sadece Allah’a kul olmak ve ondan şefaat dilemek vardır.

    Ağız alışkanlığıyla imam Hatip Lisesi denilmesine bakmayın, bu binalar DiN ORTAOKULU olarak tasarlanmıştır. Camiler Din ortaokullarının uygulama binaları olacak. Her cami başka tarikata göre uygulama yapacak, buna göre camiler de özelleştirilecek, her biri bir tarikata veya cemaate satılacak. Tarikat piyasası, yani tarikat demokrasisi budur. Çünkü, yani küresel ekonominin gerektirdiği din eğitimi modeline geçiriliyoruz. Çünkü, küresel silah şirketlerinin eli palalı dindar kılıklı kindar nesillere ihtiyacı var.
    Din sektörü deyince, bir kaç kere yutkununuz, tarikat-cemaat kavgaları giderek kızışır. Bağış toplamak yüzünden ortalık vahşete dönüşür. Şimdiden camilerini ayırdıklarını bilen biliyor. Ortada din kalmaz, kin artar, biri diğerinin camisine girmez, birbirine selam vermez, biri diğerini islam dışı ilan etme cüreti gösterir, sonunda islam’ın mesajı olan Birlik gider, Dirlik biter!
    ilkokula başlayan çocuklar ilk dört yılda DiSLEKSi/SALAKSı haline getirildikten sonra, hiç Fen Matematik ve Kültür dersi görmeden alacakları din eğitiminden ne hayır gelir... Dindar veli de bunu görmelidir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster