1. 51.
    0
    ayça başına gelenlere inanamıyordu. kendi kendine, “bu hayvanı mı soyacağım şimdi?” diye sordu. “neyse, başa gelen çekilir. bir an önce bu iş bitsin.” acele hareketlerle mahmut’un gömleğini, kravatını çıkardı. kemerini çözdü, pantolonunu sıyırdı. ayakkabılarını çıkardı, ayakları kokuyordu. i̇ğrenerek çoraplarını çıkardı. mahmut istediği gibi küloduyla kalmıştı.

    ayça onu şöyle bir gözden geçirdi. i̇ri yarı bir adamdı mahmut. adeta tüm vücudu siyah kıllarla kaplıydı. hafif göbeği vardı. esmer yüzünü kalın, fırça gibi bir bıyık süslüyordu. ayça daha önce hiç bu kadar esmer ve kıllı bir erkek görmediğini fark etti. sırtı bile kıllıydı. i̇ğrenç!

    - “arkanı dön ve yatağın kenarına dayan!”

    ayça itaat etti

    - “keşke tanga tipi külotlardan giyseymişsin. böyle güzel bir *** saklanmamalı.”

    “tanrım”, diye düşündü ayça. “ne kadar kaba.”

    - “külodunun kenarlarını kıvır. tanga giymişsin gibi olsun.”

    - “şart mı bu? ne istiyorsan çabucak yapamaz mısın?”

    - “çok konuşma. ne istersem onu yaparım. hem neden çabucak yapayım ki? seni zevkini çıkara çıkara gibeceğim. i̇yice tadına bakacağım.”

    ayça boğazına bir şeyin düğümlendiğini hissetti. ağlamak istiyordu, fakat kaskatı kesilmişti.

    - “demek iş başa düştü. tamam, böylesi de uyar.”
    ···
   tümünü göster