1. 51.
    0
    ayça eğildi. arkasını mahmut’a dönmüştü.

    hayatta bazen işler ne kadar ters gidiyor. o akşam ayça kendine olan güvenini tazelemek, moralini düzeltmek için giyimine dikkat etmişti. üzerinde beyaz bir dizüstü etek, mavi bir bluz ve beyaz topuklu ayakkabılar vardı. kısa sarı saçlarının arasından mavi küpeleri görünüyordu. özenle makyaj yapmıştı. tüm bu hazırlıklar meğer mahmut içinmiş, mahmut’un kendisini biraz daha çok beğenip, daha çok tahrik olması içinmiş! hayat işte!

    - “eteğini çıkar! gömleğini de!”

    düne kadar hiç tanımadığı bu yabancının önünde soyunmak ayça’ya çok zor geliyordu. sonra kararını verdi. bu işkencenin bir an önce sona ermesi için ne gerekiyorsa çabucak yapacaktı. eteğini ve bluzunu çıkardı.

    - “defilede gibi yürü biraz. seni iyice görmeme izin ver.”

    ayça hızlı adımlarla odada bir aşağı bir yukarı yürüdü. üzerinde beyaz iç çamaşırları ve topuklu beyaz ayakkabıları vardı.

    - “ohh! sütun gibisin, taş gibisin. seni çiğ çiğ yemek istiyorum. buraya gel.”

    ayça mahmut’un sandalyesine yaklaştı.

    - “soy beni. sadece külotumla kalana dek soy beni, hadi!”
    ···
   tümünü göster