gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye

takımın transfer politikasına bakınca rahatsız olmamak elde değil. galatasaray'ın futbol aklı kim? belli değil. transferler rijkaard'ın isteği doğrultusunda yapılıyor olmalı diye düşünüyoruz ama sınırlı bütçeyle peşinden gidilen oyuncuya bakınca insan ister istemez rijkaard'ın bu sürece olan etkisinden şüphe ediyor.

galatasaray'ın önceliği üst düzey bir defansif orta saha, hakan balta'nın kullanımına göre ofansif olarak gidip gelebilen bir sol bek yahut bir stoper olmalı. galataray'ın transfer bütçesinin büyük kısmı buraya ayrılmalı ve önceliği bu olmalı zira takımın bir kademe yukarı çıkmasını engelleyen bu pozisyonlardaki yetersizlik oldu. hal böyleyken stoch ya da benzeri oyuncuların peşinden koşmak makul değil. geriye yapılan bir tek neill takviyesi dahi takım savunmasını ne seviyelere çıkardı, topu oyuna sokabilen bir oyuncunun varlığının etkileri hissedildi. ( sezonun ikinci yarısında kritik maçlarda yenilen gollerin tamamı bireysel hatalardan kaynaklanıyor )

iyi bir hücum takımı olmanın yolu defanstaki oyuncuların alan daraltabilmesine, topla iyi olmasına bağlıdır. öbür türlü istediğin kadar hücum oyuncusu al takım güçsüz takımları yener aynı güçte olduğun takımlara yenilirsin.

bir an önce transfer politikası gözden geçirilmeli, ihtiyaca yönelik adam alınmalıdır. ihtiyaçlar giderilten sonra maslow efendinin hiyerarşisinde bir basamak yukarıya çıkılır, daha önce değil.