gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye

çok acaip bir izleyici kitlesi var. onlara olan laflarımı sona sakladım. ama spoiler ibaresi falan eklemeyerek tavrımı baştan koyuyorum.
şu iyi kurgulanmış üç kolaj çalışmasında jacob'ın hurley'e verdiği gitar kutusunun charlie'nin bulacağı gitarı taşıdığından dem vurulmuşsa da, o kutudan tahta bir sonsuzluk işareti çıkıp, onun içinden de meşhur jacob's list çıktığını hatırlayalım derim, tabi bu adamın fikrini çürütmez ama, her attığının da tutmadığını gösterir.
gelelim size diziseverler,
yıllardır yayınlanan dizi hakkında yazılmış beşyüz sayfanın en sonuna bakıp da spoiler görmeyi beklemiyorsanız ben size daha ne diyeyim. yahu bu saatten sonra adam "aa, jack'in babası alkolik çıktı, derdi neydi ola" mı yazsın yani ne yapsın, ne bekliyorsunuz da gelmiş taa buraları okuyorsunuz ben onu anlayamadım.
git otuzsekizinci sayfayı oku, lostpedia'dan o günlerde ne araklanıyordu da ben çok akıllıyım arkadaş ayağından burda servis ediliyordu onlara bak, bu sayfada ne geziyorsun bu sayfada?
biri çıkar "daha önce yazıldı mı bilmiyorum ama, bilmemne de bilmemne" der. yazılıp yazılmadığını bilmenin bayağı kolay bir yolu var, o yoldan gidip gelmek de fazla yormaz, o yöntemle şimdi ben başlık içinde "daha önce yazıldı mı" aratsam dağ olur orman olur karşıma çıkanlar. sen de dene, sen de uğraş. madem kitlelerle paylaşmaya değer gördüğün bir fikrin, mükemmel bir esprin, kimsenin görmediğini düşündüğün bir detay var, uğraş da yaz onu, üşenme, üşenenin çocuğu olmaz.