1. 1.
    +1
    Görünümünü değiştirip kanatlarını gizleyen, Orial insanların arasına karışmaya çalışacaktı melezde olsa kendisinin ait olduğu insanların arasında onları daha iyi tanıyacağı düşüncesindeydi. insanları cennetten izlediği yıllar boyunca daha yeni yavaş yavaş anlamaya başlamıştı. Zayıflıkları insanlardan uzaklaşmasına neden oluyorsa da kendi ırkının içinde çok kısa bir gezintiden sonra huzurlu yalnızlığına döndü. Ziyaretine ilyan’ın geldiğini fark etti, güzelliği karşısında kısa süreli bir şaşkınlık yaşasa da karşısında kinin en sevdiğine hakaret etme küstahlığını dahi gösteren ilyan olduğunu hatırladı. Kanatlarını açıp mızrağını kaldırarak “ defol lanetli” ilyan ise yaralı bir ceylan gibi ağlamaklı bir ses tonuyla Tanrıya söylediklerinden pişmanlığını anlattı. Yardım istiyordu Orial’dan, “ yalan söylüyorsun lanetli def ol.” Diye tekrarladı sözlerini en sevdiğine yaptığı saygısızlık Orial’ın bile kalbini yaralamıştı.” Cennetten insanlar gibi sizi de yıllardır izliyorum insanlardan daha aşağıdasınız sadece yasak olanları yapıyorsunuz! En son ne zaman doğruyu konuştun ilyan söylesene ne zaman? ” ilyan biraz daha kıvrandı ama faydasızdı, yanında akan sudan içmek için eğilen Orial kana kana içerken ilk kez susuzluğun insanlarda nasıl bir etki yaptığını anladı. Bu hisler ona çok uzaktı tabi bir zamanlar artık efsanevi yeteneklerinin yanında bir de insani zayıflıkları vardı. Dünya da iken zayıflıkları daha ağır basmaktaydı ve ilyan’ı yanından kovduktan sonra yeniden insanların arasına gitti ve ilk gelişinin aksine şeytanların uzun yıllar boyunca ne kadar iyi çalıştığını fark etti. insanlar yaptıkları heykelleri birbirlerine tanrı olarak sunuyor ve taş parçalarına tapınmaya çağırıyorlardı. Şahit olduğu manzara karşısında gözleri doldu ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Hiç âdeti olmamasına rağmen içinden taşa tapan insanlara küfretti. Tanrı gibi tapındıkları taşlar basit heykellerdi ve göze dahi hitap etmiyorlardı. Şahit olduğu olay canını çok yakmıştı ve derhal uzaklaşmak istiyordu duygularına dokunduğu insanların hırslarını nefretlerini hissettikçe insanlardan kendinden daha fazla nefret ediyordu. Şehir kapısından çıkarken ilk şahit olduğu olaydan çok daha vahim bir manzaraya tanık oluyordu üç güzel bakire ucuz taş parçaları için kendi rızalarıyla kurban oluyorlardı. Kızlar cennetteki huriler kadar güzellerdi oysa. içlerinden birinin duygularına dokunarak onları anlamaya çalıştı ve yaptığında çok daha kötü hissetti kızda hiç kötülük yoktu sadece saflık ve katıksız aptallık, diğer ikisi de aynı onun gibiydiler. Gerçek karşısında kendisini çaresiz ve ucuz bir canlı gibi hisseden Orial ilk geldiği mağaraya geri döndü ve ağlamaya başladı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster