1. 1.
    +1
    Dünyayı seyrederken insanoğlunun basit çıkarlar için işledikleri günahları ve en sevdiğini sürekli üzdükleri için insanlara git gide daha da çok öfkeleniyordu. Lanetlendiğine iyice inanan Orial’ın diğer melekler gibi bir uğraşısı yoktu Tanrı onu tüm görevlerinden alıp bütün cennetin nimetlerini ona armağan etmişti. Huriler, şaraptan akan şelaleler … Bu hediyeler Orial nefret dolu düşüncelerinden bir an olsun uzaklaştıramıyordu. Nefretinden arınmayı arzuladığı bir anda cennetin en güzel altın saçlı zümrüt gözlü hurisi saçlarını tararken “ en güzel insan cennette ki tek insan” diye övgüler yağdırmaya başladı fakat Orial’in buna güceneceği hiç aklına gelmezdi, hiddetli bir şekilde huriyi kovan Orial hıçkırıklara boğuldu ve yalvarırcasına dua etmeye başladı. “ en sevdiğim yalvarırım lanetimi kaldırın, yalvarırım bu ceza bana çok ağır” Orial yaşadığı duygu karmaşasının içinde mantığını iyice kaybetti, safir gibi masmavi gözlerinden akan ışıldayan yaşlar onu aciz bir çocuk gibi gösteriyordu. Dualarına hiç yanıt gelmeyince lanetlendiğine iyice emin olan Orial tanrının ona ilk armağanı olan deniz mavi mızrağını da alarak sarayından ayrılıp Tanrının huzurun gitti. Tüm melekler şaşkınlık içerisinde en çok sevilenin sözlerini dinleceklerdi.
    ” Ben cenneti hak etmiyorum, ben bir insanım ve tüm insanlar gibi zayıf ve çaresizim melekliği mi tamamen alın ve atın beni dünyaya arada en sevdiğime laik miyim yine siz en sevdiğim karar verin.”
    ···
   tümünü göster