0
alayınızın amk ateist vs musluman olcak yakında aq birbirinize girceksiniz
not ateistim sizene aq akıl var matık var biras düşün körü körüne bişeye bağlı kalmayın aq okuyun azıcık en basiti turan dursun un din bu kitaplarını okuyun 4 cilt aq he ama yok efendim turan dursun ateist diyenler dıbını sıktıklerım adamın gecmısını arastırın ne olup olmadıgını nasıl öldüğünü --kımlerın öldürdüğünü-- bi araştırın beyin siz binler
alın aq okuyun okuyun
sivas'ın şarkışla ilçesinin gümüştepe köyünde 1934 yılında doğdu. imam olan babası, daha o doğmadan "basra'da ve kufe'de bile görülmeyecek bir alim" yapma sevdasındaydı. ilkokula göndermedi, çocukluk hayatı şeyhlerin ve din hocalarının yanlarında çeşitli tekke ve dergahlarda geçti. o yıllarda turan dursun'un en büyük amacı babasının belirlediği bu ideale hızla ulaşmaktı. birkaç yılda öğrenilecek dersleri bir-iki ayda öğreniyordu. sırf i̇slam bilgileri çok iyi olan kürt hocalardan ders alabilmek için üç-dört ayda çok iyi denilebilecek ölçüde kürtçe öğrendi. "sarf" ve "nahv" denilen arapça grameri çocuk yaşta öğrendi, hem 11. ve 12. yüzyıl arapçasını hem de 7. ve 8. yüzyıl arapçasını bilirdi. on yedi yaşına geldiğinde icazeti almış ve kazviniyi okumuştu.
diyanette müftü olabilmek için ilk okulu dışarıdan bitirdi , ilk olarak köy imamlığı yaptı. istanbul çarşamba'da üçbaş ve i̇smailağa medreselerinde hocalık yaptı. 1958-1965 yılları arasında tekirdağ, gemerek, türkili, altındağ ve sivas'ta müftülük yaptı ve şeriatın katı kurallarına ters davranışları nedeniyle i̇slamcı çevrelerde yadırgandı. müftülüğü sırasında bu nedenlerle sürgünleri oldu. 60'lı yıllarda aydın müftü olarak kamuoyunda yankılar getirdi. kendi deyişiyle islam'a olan inancını yitirdikten sonra 1965 yılında müftülüğü bıraktı.
turan dursun'u, neredeyse ömrünü adadığı i̇slam'dan uzaklaştıran baş neden, aklının imanına üstün gelmesidir. ömrünü i̇slamla içi içe geçiren bir insanın bunu başarmasının ne kadar zor olduğunu tahmin etmek güç değildir. onu böylesine büyük kılan belki de en önemli şey budur.
turan dursun'u i̇slam'dan kopartan başlıca deneyimlerini ise şöyle sıralayabiliriz:
1) insanlık tarihinin bilinen en eski efsanesi olan gılgamış destanı'nı okuduktan sonra, tevrat'a ve ondan sonra da kuran'a geçen nuh tufanı efsanesinin kökeninin çoktanrılı ilkel sümer uygarlığı olduğuna kanaat getirmiştir.
2) incil ve tevrat'ı okuduktan sonra, kuran'daki pek çok ayetin bu kitaplardan kopya edildiğine kanaat etmiştir.
3) sinop'daki görevi sırasında marksist bir öğretmenden edindiği kitaplar sayesinde tarihi materyalizm ve diyalektik materyalizm felsefesi ile tanışmış, ancak komünist olmasa bile bu felsefelerden etkilenmiştir.
4) barış ve özgürlükleri önceleyen düşünce tarzı nedeniyle hiç bir zaman bağnaz islami kesimlerin yoluna girmemiştir.
5) kuran'daki gerek akıl dışı ayetleri, gerekse de birbiriyle çelişkili ayetleri, gerçekliğe olan aşkı imanından üstün geldiği için görebilmiştir.
turan dursun, diyanet'deki görevinden ayrıldıktan sonra 1966 yılında trt'de dini içerikli programlarda görevi aldı. on yıl bu görevine devam ettikten sonra gene trt'de prodüktör olarak "başlangıcından bu yana insanlık", "vergi programı", "akşama doğru" gibi programlar yaptı.
trt'den emekli olduktan sonra "kur'an angiblopedisi"ni 1987 yılında bitirdi. 1989 yılında haftalık 2000'e doğru dergisi'nde yazı yazmaya başladı. bu sitede yer alan pek çok yazısını da bu dergide yazdı,bu yazıları nedeniyle i̇slami çevrelerden çok büyük tepki aldı. süleyman ateş, yaşar nuri öztürk gibi pek çok i̇slamcıyı kalemiyle yanıtlamasını bildi. hiç biri o hayatta iken karşısına çıkamadılar.
böylesine kuşatılmış bir durumda onun çevresinde çok az sayıda destekçisi vardı. ilhan arsel ve kitaplarını yayımlamayı kabul eden doğu perinçek bunlardandı (turan dursun yazdığı yazıları kitap haline getirmek için pek çok yayınevini dolaştığını, yayınevlerinin böyle bir kitap yayınlamaya cesaret edemedikleri için teklifini kabul etmediklerini söylemiştir.
turan dursun yazdıklarının bedelini canıyla ödeyebileceğini bilmiyor muydu? bu soruya yanıt olarak hasan yalçın'a şunları söylemişti: "rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı zütüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım?" turan dursun bir aydınlanma savaşçısı olarak yanıtladı soruyu. ve o anda ölümü yendi, ölümün ötesine geçti, ölüm turan dursun'u daha da büyüttü. yazdıklarının uğruna yaşdıbını feda etmiş olmasının büyüsüyle daha çekici hale geldi. adı, ölümsüz aydınlanma kurbanları arasına yazıldı.
be dıbını sıktıklerım hadı okumadınız bılıyorum bununla ılgılı kufurde yıcem bılıyorum cogunu eksılıceksınız onada tamam aqduklarım
insanlar ademle havva'dan türediyse, ve evrim, dolayısıyla da bununla bağlantılı olarak "çevre koşullarına bağlı modifikasyon" diye bir şey yoksa, neden dünyanın dört bir yanındaki insanların vücut özellikleri, deri renkleri vs. farklıdır sunu bı dusunun barı ya
bu sıktıklerım cennetten atıldılar bı meyva yuzunden orasını gectım tum ınsanlar adem ve havvadan turedı dıosun onada tamam pekı bu zencıler ne ayak bız ne ayagız aq bırımız sıyak bırımız beyaz
ya sıkım belanızı baska bısı demıyorum körü körüne bir şeye bağlanma diyorum gibtir git
özet: oku aq !
Tümünü Göster