1. 1.
    0
    Ekin’le 1 hafta falan görüşmedik. Bir akşam 3-4 kez aradığım halde
    telefonlarıma çıkmayınca, ben de evlerine gittim. Şennur Hanım
    üstünde pijamayla açtı kapıyı, “Ekin içerde, odasında!” dedi, manalı
    manalı bakarak. Ekin’in odasına gittim, bilgisayarda birşeylere
    bakıyordu. Ben gelince hiç istifini bozmadı, halen bilgisayarla
    ilgileniyordu. Bir sigara yaktığımda, “içme şunu odamda, git
    balkonda iç!” dedi. Odasına girdiğimden beri kurduğu tek cümle
    buydu. Kalktım balkona gittim. Balkonda Şennur Hanım da sigara
    içiyordu. Benim geldiğimi görünce terlik verdi. Balkonda birlikte
    sigara içmeye başladık. ikimiz de konuşmuyorduk, birbirimizin yüzüne
    de bakmıyorduk. Sigarası bittiğinde, ikincisini aynı hızla yakınca, Şennur Hanım’a,
    “Canınınz sıkkın galiba?” dedim. “insan canı sıkkın olunca peşpeşe
    yakıyor!” dedi. “Anlatmak isterseniz, dinlerim!” dedim. “Neyi
    anlatacakmışım Ertunç?” dedi ve sigarasını balkonun korkuluklarında
    söndürdü, başka da birşey demeden içeri gitti. Sigaram bitene kadar
    ne demek istediğini düşündüm, ama bir sonuca varamadım. Sonra
    Ekin’in odasına gittim, yeniden konuşmayı denedim.Ama Ekin, Nuh diyor Peygamber demiyordu. Sanki birşeylerin
    farkındaydı kız. Vakit geç olmuştu, Şennur Hanım da yatmıştı.
    Ekin’le saatlerdir konuşuyorduk, ama bir yere varamıyorduk. Bir ara
    kendimi affettirmek için Ekin’e sarıldım, ama karşılık vermeyince,
    ben de sarılmayı bıraktım. Ekin, “Vakit geç oldu, uykum geldi,
    yatacağım! Bu gece burda kalmak istersen salonda yatabilirsin!”
    diyerek, elime bir yastıkla battaniye tutuşturdu ve beni resmen
    odasından kovarcasına çıkardı, kapısını kilitledi. Yastıkla battaniyeyi salondaki kanepenin üstüne atıp, balkonda bir
    sigara daha içmek istedim. Bu aralar çok içiyordum sigarayı. Balkona
    giderken, mutfakta Şennur Hanım’la karşılaştım, su içmeye gelmişti.
    Geceliğinden belli olan iri göğüsleri dışarı taşacakmış gibi
    duruyordu. Yaklaşıp tam önünde durdum, birkaç saniye bakıştık,
    dayanamayıp dudaklarına yapıştım. Üst dudağını öpmeye başladım.
    Şennur Hanım benden çok daha hızlı ve istekli öpüşüyordu. O anda
    hiçbir şey umrumda değildi, elinden tutarak balkona çıkardım.
    Elerini boynuma atmıştı, balkonun korkuluklarına dayanmış
    öpüşüyorduk. Elimi geceliğnin eteğinden içeri daldırıp, dıbına attım. inanılmaz
    ıslanmıştı külodu. Külodunu hafif aşağı sıyırıp, dıbını okşamaya
    başladım. Boynunu öpmeye, emmeye başladım. Bir yandan dıbını
    okşarken, biryandan da kulak memelerini ve boynunu emiyordum. Diğer
    elimle tüm vucudunu dolaşıyordum. Sertleşmiş meme uçlarını
    geceliğinden çıkarıp ısırmaya başladım. Sonra elimi arkasına attım.
    Kalçasını ayırıp, orta parmağımla, her kadında müptelası olduğum
    arka deliği zorlamaya başladım. zütünü bir süre parmakladım. Şennur
    Hanım, “Yeter, yeter, Ekin görecek, bırak!” deyince bıraktım. Hemen
    külodunu düzeltti, memelerini geceliğine yerleştirdi ve banyoya
    doğru yöneldi. Peşinden gittim, ben de girmek istedim, ama eliyle
    ‘Hayır!’ dercesine bir hareket yaptı, kapattı banyonun kapısını.
    Kapının önünde kalakaldım. işeme sesi kesilip, sifonu çektikten
    sonra banyodan çıktı. Sarılıp öpmek istedim, ama beni itip, direkt
    odasına gitti ve kapısını kilitledi.Önümde çadırla kalakalmıştım. inanılmaz da tahrik olmuştum.
    Parmaklarımda da halen dıbının sıvıları duruyordu, parmaklarımı
    koklayıp yaladım. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Mecburen
    31 çekerek indirecektim kalkık yannanımı. 31 çekmek için banyoya
    girdim. Tanrım, bilerek mi yapıyordu bu kadın bunu? Az önce
    kıçındaki külodu çıkarıp, duşakabinin cdıbına asmıştı. Külodun
    içindeki am kokusunu koklayarak 31 çektim ve boşaldım. Külodu geri
    yerine asıp, evlerini terkettim.Eve vardığımda sabah saat 06:00 olmuştu. Hemen telefonumu aldım
    elime, Ekin’e mesaj yazdım, “ilişkimize ara verelim, bu ikimize de
    iyi gelecek!” diye ve yolladım. Yatağa yattım ve zor bela da olsa
    uyuyabildim. Saat 09:00 gibi Ekin’den mesaj geldi, “Bence tamamen
    bitirsek daha iyi olacak!” yazıyordu. Ekin’den ayrılmıştım böylece. Annemleri arayıp ayrılık haberini verince, çok üzülmüşler ve canları çok sıkılmıştı. Ben iyi olduğumu söylesem de, artık nasıl
    inandırmışsam onları, yanımda olmak için izmir’e gelmeye kalktılar,
    Gerek yok desemde, gelmeye kararlı görünüyorlardı. Ev arkadaşım
    sevgilisiyle kahvaltı yaparken kalktım, “Ekin’le ayrıldık!” dedim.
    Ev arkadaşımın sevgilisi de çok üzüldüğümü zannedip, beni teselli
    ediyordu. Ev arkadaşım ise birçok şeyin farkında olduğu için
    susuyordu. Bu arada kızın adı Eda, ev arkadaşımın adı da Cenk. Eda
    oldukça kısa boylu, iri göğüslü ve dışarı çıkık kalçaları olan, sarı
    saçlı, mavi gözlü, çok güzel bir kız. Ev arkadaşım Cenk te uzun
    boylu ve oldukça yakışıklı bir çocuk. Kalhvaltıdan sonra dışarı çıktım, akşama kadar gezdim dolaştım.
    Aklımdan Şennur hanım çıkmıyordu, akşama kadar onunla ilgili
    fantaziler kurup durdum. Gece eve geldiğimde Eda ve Cenk salonda TV
    seyrediyorlardı. Birkaç dakika muhabbet edip odama geçtim, yattım.
    Bir süre sonra onlar da TV’yi kapatıp odalarına çekildiler. Ben
    halen Şennur hanımı düşünerek uyumaya çalışırken, Cenk’in odasından
    yatak gıcırtıları gelmeye başladı. gibişiyorlardı. Eda sessizce
    inliyor, buna rağmen Cenk, “Sus, Ertunç duyacak!” diye Eda’yı
    susturmaya çalışıyordu. Bunu duyunca kendi kendime güldüm. Sonra
    aklıma ne estiyse kalktım, kapılarına gittim ve anahtar deliğinden
    baktım. Eda’nın yüzü kapıya dönük, Cenk’in gibinin üstünde
    zıplıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster