0
Ekin’le 1 hafta falan görüşmedik. Bir akşam 3-4 kez aradığım halde
telefonlarıma çıkmayınca, ben de evlerine gittim. Şennur Hanım
üstünde pijamayla açtı kapıyı, “Ekin içerde, odasında!” dedi, manalı
manalı bakarak. Ekin’in odasına gittim, bilgisayarda birşeylere
bakıyordu. Ben gelince hiç istifini bozmadı, halen bilgisayarla
ilgileniyordu. Bir sigara yaktığımda, “içme şunu odamda, git
balkonda iç!” dedi. Odasına girdiğimden beri kurduğu tek cümle
buydu. Kalktım balkona gittim. Balkonda Şennur Hanım da sigara
içiyordu. Benim geldiğimi görünce terlik verdi. Balkonda birlikte
sigara içmeye başladık. ikimiz de konuşmuyorduk, birbirimizin yüzüne
de bakmıyorduk. Sigarası bittiğinde, ikincisini aynı hızla yakınca, Şennur Hanım’a,
“Canınınz sıkkın galiba?” dedim. “insan canı sıkkın olunca peşpeşe
yakıyor!” dedi. “Anlatmak isterseniz, dinlerim!” dedim. “Neyi
anlatacakmışım Ertunç?” dedi ve sigarasını balkonun korkuluklarında
söndürdü, başka da birşey demeden içeri gitti. Sigaram bitene kadar
ne demek istediğini düşündüm, ama bir sonuca varamadım. Sonra
Ekin’in odasına gittim, yeniden konuşmayı denedim.Ama Ekin, Nuh diyor Peygamber demiyordu. Sanki birşeylerin
farkındaydı kız. Vakit geç olmuştu, Şennur Hanım da yatmıştı.
Ekin’le saatlerdir konuşuyorduk, ama bir yere varamıyorduk. Bir ara
kendimi affettirmek için Ekin’e sarıldım, ama karşılık vermeyince,
ben de sarılmayı bıraktım. Ekin, “Vakit geç oldu, uykum geldi,
yatacağım! Bu gece burda kalmak istersen salonda yatabilirsin!”
diyerek, elime bir yastıkla battaniye tutuşturdu ve beni resmen
odasından kovarcasına çıkardı, kapısını kilitledi. Yastıkla battaniyeyi salondaki kanepenin üstüne atıp, balkonda bir
sigara daha içmek istedim. Bu aralar çok içiyordum sigarayı. Balkona
giderken, mutfakta Şennur Hanım’la karşılaştım, su içmeye gelmişti.
Geceliğinden belli olan iri göğüsleri dışarı taşacakmış gibi
duruyordu. Yaklaşıp tam önünde durdum, birkaç saniye bakıştık,
dayanamayıp dudaklarına yapıştım. Üst dudağını öpmeye başladım.
Şennur Hanım benden çok daha hızlı ve istekli öpüşüyordu. O anda
hiçbir şey umrumda değildi, elinden tutarak balkona çıkardım.
Elerini boynuma atmıştı, balkonun korkuluklarına dayanmış
öpüşüyorduk. Elimi geceliğnin eteğinden içeri daldırıp, dıbına attım. inanılmaz
ıslanmıştı külodu. Külodunu hafif aşağı sıyırıp, dıbını okşamaya
başladım. Boynunu öpmeye, emmeye başladım. Bir yandan dıbını
okşarken, biryandan da kulak memelerini ve boynunu emiyordum. Diğer
elimle tüm vucudunu dolaşıyordum. Sertleşmiş meme uçlarını
geceliğinden çıkarıp ısırmaya başladım. Sonra elimi arkasına attım.
Kalçasını ayırıp, orta parmağımla, her kadında müptelası olduğum
arka deliği zorlamaya başladım. zütünü bir süre parmakladım. Şennur
Hanım, “Yeter, yeter, Ekin görecek, bırak!” deyince bıraktım. Hemen
külodunu düzeltti, memelerini geceliğine yerleştirdi ve banyoya
doğru yöneldi. Peşinden gittim, ben de girmek istedim, ama eliyle
‘Hayır!’ dercesine bir hareket yaptı, kapattı banyonun kapısını.
Kapının önünde kalakaldım. işeme sesi kesilip, sifonu çektikten
sonra banyodan çıktı. Sarılıp öpmek istedim, ama beni itip, direkt
odasına gitti ve kapısını kilitledi.Önümde çadırla kalakalmıştım. inanılmaz da tahrik olmuştum.
Parmaklarımda da halen dıbının sıvıları duruyordu, parmaklarımı
koklayıp yaladım. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Mecburen
31 çekerek indirecektim kalkık yannanımı. 31 çekmek için banyoya
girdim. Tanrım, bilerek mi yapıyordu bu kadın bunu? Az önce
kıçındaki külodu çıkarıp, duşakabinin cdıbına asmıştı. Külodun
içindeki am kokusunu koklayarak 31 çektim ve boşaldım. Külodu geri
yerine asıp, evlerini terkettim.Eve vardığımda sabah saat 06:00 olmuştu. Hemen telefonumu aldım
elime, Ekin’e mesaj yazdım, “ilişkimize ara verelim, bu ikimize de
iyi gelecek!” diye ve yolladım. Yatağa yattım ve zor bela da olsa
uyuyabildim. Saat 09:00 gibi Ekin’den mesaj geldi, “Bence tamamen
bitirsek daha iyi olacak!” yazıyordu. Ekin’den ayrılmıştım böylece. Annemleri arayıp ayrılık haberini verince, çok üzülmüşler ve canları çok sıkılmıştı. Ben iyi olduğumu söylesem de, artık nasıl
inandırmışsam onları, yanımda olmak için izmir’e gelmeye kalktılar,
Gerek yok desemde, gelmeye kararlı görünüyorlardı. Ev arkadaşım
sevgilisiyle kahvaltı yaparken kalktım, “Ekin’le ayrıldık!” dedim.
Ev arkadaşımın sevgilisi de çok üzüldüğümü zannedip, beni teselli
ediyordu. Ev arkadaşım ise birçok şeyin farkında olduğu için
susuyordu. Bu arada kızın adı Eda, ev arkadaşımın adı da Cenk. Eda
oldukça kısa boylu, iri göğüslü ve dışarı çıkık kalçaları olan, sarı
saçlı, mavi gözlü, çok güzel bir kız. Ev arkadaşım Cenk te uzun
boylu ve oldukça yakışıklı bir çocuk. Kalhvaltıdan sonra dışarı çıktım, akşama kadar gezdim dolaştım.
Aklımdan Şennur hanım çıkmıyordu, akşama kadar onunla ilgili
fantaziler kurup durdum. Gece eve geldiğimde Eda ve Cenk salonda TV
seyrediyorlardı. Birkaç dakika muhabbet edip odama geçtim, yattım.
Bir süre sonra onlar da TV’yi kapatıp odalarına çekildiler. Ben
halen Şennur hanımı düşünerek uyumaya çalışırken, Cenk’in odasından
yatak gıcırtıları gelmeye başladı. gibişiyorlardı. Eda sessizce
inliyor, buna rağmen Cenk, “Sus, Ertunç duyacak!” diye Eda’yı
susturmaya çalışıyordu. Bunu duyunca kendi kendime güldüm. Sonra
aklıma ne estiyse kalktım, kapılarına gittim ve anahtar deliğinden
baktım. Eda’nın yüzü kapıya dönük, Cenk’in gibinin üstünde
zıplıyordu.
Tümünü Göster