0
Benim açımdan, Ekin’le birlikteliğimiz, tamamen ciks partnerliğine
dönüşmüştü. Ama Ekin benle ciddi düşünüyordu. Ben de artık eski
sevgilimi asla unutamayacağımı düşünüyordum. Kaderime razı bir
şekilde Ekin’le gün geçtikçe dahada ciddileşen bir ilişki
yaşamaktaydım. ilişkimden ailemin haberi vardı. Annemler geldiğinde,
Ekin’le tanıştılar. Annemler izmir’den ayrılırken çok mutlulardı,
Ekin’i gelinleri olarak görmeye başlamışlardı. Ben ise mutlu
görünmeye çalışıyordum. Hikayemin asıl ilginç tarafı, Ekin’in beni annesiyle tanıştırmasıyla
başladı. Ev arkadaşım evde uzun süreler geçirmeye başladığından,
Ekin beni evine davet ediyordu, annesi evde olmadığı zamanlarda
doyasıya ciks yapıyorduk. Bir gün, öğlen vakti, Ekin’in evinde
buluştuk. Yaklaşık 3 saatlik ciksimizden sonra, üzerimizi giyinmiş
halde Televizyon izlerken, annesi gelmişti. Böylece annesiyle
tanışmış oldum. Annesi Şennur Hanım, 40’lı yaşlarda bir kadındı.
Ekin’e inanılmaz benziyordu, dolayısıyla eski sevgilime de. Çok hoş
sohbet bir kadındı. O gün gece 23:00’e kadar oturduk, sohbet ettik.
Eşinden boşanmıştı. O konulara fazla girmesek te, o gün çok güzel
sohbet ettik. Eve gitmek istediğimde, annesi orda kalmamı teklif
etti. Her ne kadar ben bunu istemesem de, o gece orda kalmama karar
verildi. Misafir odasına yattım, uyumaya çalışıyordum. Ekin de odasına gitmiş
yatmıştı. içerde annesi halen Televizyon izliyordu. Derken
Televizyonun sesi kapandı, annesinin karşımdaki yatak odasına
girdiğini gördüm. Yaklaşık 10 dakika sonra Ekin ayaklarının ucunda
yürüyerek odama girdi. Çok şaşırmıştım, ama neden geldiği belliydi.
Hemen kucağıma oturup, dudaklarıma yapıştı, yatakta hızlı bir
sevişmeye başlamıştık. Boynunu öpüyor, sonra tekrar dudaklarına
dönüyordum. Ekin’in iri göğüslerini emmeye başladığımda kısık sesle
inlemeye başlamıştı bile. Sertleşen gibimi eşofmandan çıkardı, kendi
eşofmanını ve külodunu indirdi ve bir hamlede yarağımı dıbının içine
aldı. Yavaş yavaş zıplıyordu gibimin üstünde, çok kısık bir şekilde
inleyerek. Hırkasını ve içindeki tişörtü iyice yukarı sıyırmıştı,
göğüsleri sallanıyordu. Kafasını geriye atmış, dıbının içindeki gibin
zevkini çıkarıyordu. Zıplamaları arttı Ekin’in, ben de oluruna
bırakıp, gözlerimi kapatmış, sevişmeye başlamıştım. Yaklaşık 20 dakikadır kucağımda gibişiyorduk, artık zirveye
geliyordum. Ben kendimi kaybetmiş bir şekilde alttan dıbına
pompalarken, Ekin titremeye başlamıştı. ikimiz aynı anda
boşalacaktık. Ekin, “Sakın içime boşalma ne olur!” diye inliyordu,
ama ben boşalmaya başlamıştım. Kendimi durdurmaya çalışıyordum,
ancak döllerimle çoktan Ekin’in dıbının içini doldurmuştum. Gözlerimi
açtığımda, kapıda dikilen annesinin bakışlarıyla karşılaştım.
Ekin’in sırtı kapıya dönük olduğundan farkında değildi. Annesi
birşey demeden, gölge gibi sessizce uzaklaştı. Ekin’e bu durumdan bahsetmedim. içimde çok büyük bir korku
oluşmuştu. Ekin’in titremeleri geçince, aceleyle üstümden kalktı,
külodunu ve eşofmanını çekti, iri memelerini tişörtüne yerleştirdi
ve yavaşça odamdan çıkıp, tuvalete girdi. Büyük bir ihtimalle
içindeki döllerimi çıkartmaya gitti. ilk ciksimizden beri hep
korunuyorduk, ilk korunmasız ilişkimizde içine boşalmıştım Ekin’in.
Ama her şeyden önemlisi, annesi beni Ekin’i giberken görmüştü,
“içime boşalma!” diye inleyen Ekin’i de…Utancımdan ve suçluluk duygusuyla, sabaha karşı, kimse uyanmadan
sessizce çıktım evlerinden. Eve kadar yürüyerek gittim, yolda hep o
anı düşündüm. Yaklaşık 1 saat sonra evdeydim. Eve girince hemen
elimi yüzümü yıkadım, yetmedi, duşa girdim. Duştan sonra bir sigara
içip, yatağa uzandım. Olanları düşünürken uyuyakalmışım. Uyandığımda öğlendi. Kalktım, birşeyler yedim. O sırada telefonum
çaldı. Ekin evden arıyordu. içimde büyük bir korkuyla açtım, ama
telefondaki Şennur Hanım’dı. Konuşurken sesim titreyerek çıkıyordu.
Cüzdanımı orda unutmuşum. Eve yürüyerek geldiğim için cüzdandan da
haberim yoktu tabi. Gidip almam gerekiyordu, yapacak birşeyim yoktu. Evlerine gittiğimde, Şennur Hanım kapıyı açtı, “Hoşgeldin canım, cüzdanını unutmuşsun!” deyip beni içeri davet etti. “Yok girmeyeyim,
gitmem lazım…” gibi cümlelerim işe yaramadı tabii. Şennur hanım,
yeni demlenmiş çayı olduğunu, bir bardak içip öyle gitmemde ısrar
edince, mecburen içeri girdim, oturdum kanepeye. Ekin yoktu
ortalarda, “Ekin uyuyor mu?” diye sordum. “Hayır canım, bir işi
varmış arkadaşlarıyla, oraya gitti.” dedi. O gün Ekin’in bir
kampanya için okula gideceğini unutmuştum, “Hatırladım…” dedim.
Şennur Hanım birer bardak çay doldurup getirdi, karşılıklı oturup
çaylarımızı içmeye koyulduk. Utancımdan sesim soluğum çıkmıyordu. Sessizliği Şennur Hanım bozdu, havadan sudan konuşmaya başlamıştık. Biraz gevşemiştim. Annesi o konuyu açmayınca, (Belki bizi görmedi,
belki bana öyle geldi?) diye düşündüm bir an. Ama emindim, kadın
resmen kapının aralığından bakıyordu bize ve tam Ekin’in içine
boşaldığım anda görmüştü. Çayımı aceleyle içip, bardağımı mutfağa
zütürdüm ve gitmek için müsaade istedim. Kendisi de dışarı
çıkacakmış, “Nereye gidiyorsan bırakayım! iki dakika bekle, hemen
hazırlanırım!” dedi. Cevabımı beklemeden, hazırlanmak için içeri
gitti.
Tümünü Göster