1. 1.
    0
    Benim açımdan, Ekin’le birlikteliğimiz, tamamen ciks partnerliğine
    dönüşmüştü. Ama Ekin benle ciddi düşünüyordu. Ben de artık eski
    sevgilimi asla unutamayacağımı düşünüyordum. Kaderime razı bir
    şekilde Ekin’le gün geçtikçe dahada ciddileşen bir ilişki
    yaşamaktaydım. ilişkimden ailemin haberi vardı. Annemler geldiğinde,
    Ekin’le tanıştılar. Annemler izmir’den ayrılırken çok mutlulardı,
    Ekin’i gelinleri olarak görmeye başlamışlardı. Ben ise mutlu
    görünmeye çalışıyordum. Hikayemin asıl ilginç tarafı, Ekin’in beni annesiyle tanıştırmasıyla
    başladı. Ev arkadaşım evde uzun süreler geçirmeye başladığından,
    Ekin beni evine davet ediyordu, annesi evde olmadığı zamanlarda
    doyasıya ciks yapıyorduk. Bir gün, öğlen vakti, Ekin’in evinde
    buluştuk. Yaklaşık 3 saatlik ciksimizden sonra, üzerimizi giyinmiş
    halde Televizyon izlerken, annesi gelmişti. Böylece annesiyle
    tanışmış oldum. Annesi Şennur Hanım, 40’lı yaşlarda bir kadındı.
    Ekin’e inanılmaz benziyordu, dolayısıyla eski sevgilime de. Çok hoş
    sohbet bir kadındı. O gün gece 23:00’e kadar oturduk, sohbet ettik.
    Eşinden boşanmıştı. O konulara fazla girmesek te, o gün çok güzel
    sohbet ettik. Eve gitmek istediğimde, annesi orda kalmamı teklif
    etti. Her ne kadar ben bunu istemesem de, o gece orda kalmama karar
    verildi. Misafir odasına yattım, uyumaya çalışıyordum. Ekin de odasına gitmiş
    yatmıştı. içerde annesi halen Televizyon izliyordu. Derken
    Televizyonun sesi kapandı, annesinin karşımdaki yatak odasına
    girdiğini gördüm. Yaklaşık 10 dakika sonra Ekin ayaklarının ucunda
    yürüyerek odama girdi. Çok şaşırmıştım, ama neden geldiği belliydi.
    Hemen kucağıma oturup, dudaklarıma yapıştı, yatakta hızlı bir
    sevişmeye başlamıştık. Boynunu öpüyor, sonra tekrar dudaklarına
    dönüyordum. Ekin’in iri göğüslerini emmeye başladığımda kısık sesle
    inlemeye başlamıştı bile. Sertleşen gibimi eşofmandan çıkardı, kendi
    eşofmanını ve külodunu indirdi ve bir hamlede yarağımı dıbının içine
    aldı. Yavaş yavaş zıplıyordu gibimin üstünde, çok kısık bir şekilde
    inleyerek. Hırkasını ve içindeki tişörtü iyice yukarı sıyırmıştı,
    göğüsleri sallanıyordu. Kafasını geriye atmış, dıbının içindeki gibin
    zevkini çıkarıyordu. Zıplamaları arttı Ekin’in, ben de oluruna
    bırakıp, gözlerimi kapatmış, sevişmeye başlamıştım. Yaklaşık 20 dakikadır kucağımda gibişiyorduk, artık zirveye
    geliyordum. Ben kendimi kaybetmiş bir şekilde alttan dıbına
    pompalarken, Ekin titremeye başlamıştı. ikimiz aynı anda
    boşalacaktık. Ekin, “Sakın içime boşalma ne olur!” diye inliyordu,
    ama ben boşalmaya başlamıştım. Kendimi durdurmaya çalışıyordum,
    ancak döllerimle çoktan Ekin’in dıbının içini doldurmuştum. Gözlerimi
    açtığımda, kapıda dikilen annesinin bakışlarıyla karşılaştım.
    Ekin’in sırtı kapıya dönük olduğundan farkında değildi. Annesi
    birşey demeden, gölge gibi sessizce uzaklaştı. Ekin’e bu durumdan bahsetmedim. içimde çok büyük bir korku
    oluşmuştu. Ekin’in titremeleri geçince, aceleyle üstümden kalktı,
    külodunu ve eşofmanını çekti, iri memelerini tişörtüne yerleştirdi
    ve yavaşça odamdan çıkıp, tuvalete girdi. Büyük bir ihtimalle
    içindeki döllerimi çıkartmaya gitti. ilk ciksimizden beri hep
    korunuyorduk, ilk korunmasız ilişkimizde içine boşalmıştım Ekin’in.
    Ama her şeyden önemlisi, annesi beni Ekin’i giberken görmüştü,
    “içime boşalma!” diye inleyen Ekin’i de…Utancımdan ve suçluluk duygusuyla, sabaha karşı, kimse uyanmadan
    sessizce çıktım evlerinden. Eve kadar yürüyerek gittim, yolda hep o
    anı düşündüm. Yaklaşık 1 saat sonra evdeydim. Eve girince hemen
    elimi yüzümü yıkadım, yetmedi, duşa girdim. Duştan sonra bir sigara
    içip, yatağa uzandım. Olanları düşünürken uyuyakalmışım. Uyandığımda öğlendi. Kalktım, birşeyler yedim. O sırada telefonum
    çaldı. Ekin evden arıyordu. içimde büyük bir korkuyla açtım, ama
    telefondaki Şennur Hanım’dı. Konuşurken sesim titreyerek çıkıyordu.
    Cüzdanımı orda unutmuşum. Eve yürüyerek geldiğim için cüzdandan da
    haberim yoktu tabi. Gidip almam gerekiyordu, yapacak birşeyim yoktu. Evlerine gittiğimde, Şennur Hanım kapıyı açtı, “Hoşgeldin canım, cüzdanını unutmuşsun!” deyip beni içeri davet etti. “Yok girmeyeyim,
    gitmem lazım…” gibi cümlelerim işe yaramadı tabii. Şennur hanım,
    yeni demlenmiş çayı olduğunu, bir bardak içip öyle gitmemde ısrar
    edince, mecburen içeri girdim, oturdum kanepeye. Ekin yoktu
    ortalarda, “Ekin uyuyor mu?” diye sordum. “Hayır canım, bir işi
    varmış arkadaşlarıyla, oraya gitti.” dedi. O gün Ekin’in bir
    kampanya için okula gideceğini unutmuştum, “Hatırladım…” dedim.
    Şennur Hanım birer bardak çay doldurup getirdi, karşılıklı oturup
    çaylarımızı içmeye koyulduk. Utancımdan sesim soluğum çıkmıyordu. Sessizliği Şennur Hanım bozdu, havadan sudan konuşmaya başlamıştık. Biraz gevşemiştim. Annesi o konuyu açmayınca, (Belki bizi görmedi,
    belki bana öyle geldi?) diye düşündüm bir an. Ama emindim, kadın
    resmen kapının aralığından bakıyordu bize ve tam Ekin’in içine
    boşaldığım anda görmüştü. Çayımı aceleyle içip, bardağımı mutfağa
    zütürdüm ve gitmek için müsaade istedim. Kendisi de dışarı
    çıkacakmış, “Nereye gidiyorsan bırakayım! iki dakika bekle, hemen
    hazırlanırım!” dedi. Cevabımı beklemeden, hazırlanmak için içeri
    gitti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster