ağlamaklı gerçek capsli hikaye

sedayı sevmesine seviyordum ama artık bıkmıştım
ve sedanında sağlam bir ders alması gerekiyordu
söylediği bahaneyi kasesinden uydurduğu çok belliydi ama ben sedayı çoktan affetmiştim
huur arkadaşların sana öpüşmeyide öğretmiş dedim
-abdullah yeter ama artık
-yalan mı lan öpüşmeyi falan bilmiyordun sen salak salak şeyler yapıyordun öyle
gururu incilmiş olucaktı ki aniden arkasını dönüp hızlıca yürümeye başladı
ağlama sesini duyabiliyordum
türk filmlerinden öğrendiğim taktiği uygulamanın zamanı gelmişti
hızlıca sedanın arkasına geçip kolundan tuttum
-sevgilinden izin almadan nereye gidiyorsun
-bırak beni
-bırakmıyorum sevgilinim ben senin
-sen benim aşık olduğum abdullah değilsin

hıçkırıkları nefesini tıkıyor konuşmasını engelliyordu
yüzü sırılsıklam olmuştu saçları yüzüne yapımıştı
gözleri iyice derinleşmişti
seda ağlarken bile çok güzeldi
sarıldım
itti
seni bir daha asla görmek istemiyorum dedi
ama ben seni görmeden bir saniye bile duramam dedim
cevap vermedi
aşkım bakar mısın dedim
ilk kez o kadar içten aşkım demiştim
döndü kapkara gözlerini gözlerime dikti
cebimden sedanın resmini çıkardım
-seni görmeden bir saniye bile yaşayamam
yüzünde tebessüm oluşmuştu sonunda
yaklaşıp resmi elimden aldı
en güzel gülümsemesiyle güldüğü bir resmiydi
oturdu ve resmi yıttı
dur amk ne yapıyon sen
-artık sende hiç bir resmim kalmıycak, kendini resimlerimle avutmana izin vermiycem
sanane amk ben yazıcıdan çıkartmak için kartuş harcadım lan ona
-tamam seda kesin bittiyse bana borçlusun son kez sarılayım sana
-olur
her zaman sarıldığımdan çok daha hafif sarıldım
sedada herhangi bir izim kalsın istemedim
ama o her zamankinden daha sıkı sarılmıştı
ben kollarımı aşağıya indirdikten sonra bile sarılmaya devam etti
-ben sana bitti demeden bitmez bu iş adanalım
-bi daha aldatırsan kaçarı yok katil olurum
-bende bir suç işlerim o zaman sen hapisteyken ben özgür olamam
-olmaz öyle sen dışarıda beni bekliyceksin ben çıkarçıkmaz da 5 çocuk
-yuh olur mu lan 5 çocuk
-kolej bozmuş seni ne biçim konuşmalar onlar öyle
...

bunların hepsini sarılmış haldeyken birbirimizin kulağına fısıldıyorduk