1. 76.
    0
    Evet, ağzımdan çıkmıştı işte! Artık ne olacağını beklemeliydim. Bu sırada önümde bana soruları soran adamın birisiyle fısıldaştığını duyar gibi oldum. Merakla ne diyeceklerini beklerken, birisinin içinde sıvı dolu bir şey getirdiğini duydum. Yüksekçe bir yere indiriyor olmalıydılar.

    - Mert Uygur, hayatın en yüce amaçlarından birini gerçekleştirmek için buradasın. Bunu verdiğin cevap ile bize gösterdin. Ancak kendini bulabilmen hiç de kolay olmayacak, bir dizi görevler ve sınavlar seni bekliyor olacak. “O”, senin ne olman gerektiğine karar verecek. Hala geri dönme şansın var. Eğer yola devam etmeyi seçersen, bundan sonra geri dönüşün olmayacak. Seçimin nedir?

    “O” da kimdi? Bilmiyordum, korkuyordum ama vazgeçemezdim.

    + Yola devam etmeyi seçiyorum.
    - O halde, Gerçek’in ışığı üzerine olsun!

    O sözünden sonra odada bulunanlar, latince bazı kelimeleri tekrar etmeye başladılar. Arkada çalan kilise müziğine benzer bir ezgi de sözlere eşlik ediyordu.

    - Mert Uygur, şu andan itibaren sen bir “Aday”sın. O’nun, senin hakkındaki kararını verebilmesi için, yeniden doğman gerekecek.

    Birisi omzumdan tutarak beni bir mermer parçasının yanına getirdi.

    - Adayı mezara yerleştirin.
    ···
   tümünü göster