1. 1.
    0
    Sahabe’den bir zât daima Resûl-ü Ekrem’in yanında bulunur, söze karışmaz daima dinlermiş, munis, orta boylu, siyah saçlı, siyah gözlü, zayıf bünyeli fakir bir zâttı.
    Eshab-ı sofa ile yemek yer çok konuşmaz.
    Gözleri yaşlıdır. iyiliği sever. Resûl-ü Ekrem de kendisine hoş nazarla bakar, kendisini severmiş. Ara sıra kendisi ile görüşürmüş ve bazı görüşmelerde tebessüm ederlermiş... Küçük bir kulübe gibi evde otururmuş. Sokakta kalmış kedileri zütürür onları yedirir severmiş. Resûl-ü Ekrem’in bundan haberi yokmuş.
    Sahabeler birgün Resûl-ü Ekrem’e söylemişler. “Pis kedileri toplayıp kulübesinde bakıyor!” demişler. Resûl-ü Ekrem birşey söylememiş.. Bir gün sokakta görmüş, bu zât bir kedi yavrusu bulmuş. Resûl-ü Ekrem’e sahabelerin söylediğini, kendisi de bildiği için Resûl-ü Ekrem birşey söyler diye, kediyi hemen hırkasının içine saklamış. Resûl-ü Ekrem kendisine, hırkanın altında ne sakladın demiş. Hırkayı açmış küçük bir kedi yavrusu.
    Resûl-ü Ekrem yavruyu sevmiş, okşamış, ve o zâta:
    “Ebu Hureyre: Sen kedi babasısın” demiş.
    ismi artık böyle kalmış.
    Biz de Resûl-ü Ekrem’in koyduğu isme hürmet için o zâtın ismini söylemiyoruz..
    Bir gün bir sohbetde Resûlullah efendimiz:
    “Hubbül hırratı minel iman” Buyurmuş.(anlamı “Kediyi sevmek imandandır.”
    “Niçin?” diye sormuşlar.
    “Ebu Hureyre bilir” demiş başka bir şey söylememişlerdir.
    Ve Eba Hureyre’ye bir çok daha ledunni sırlar söylemiş. Ona söylediği sırları Eba Bekir, Ömer, Osman, Ali bile bilmezdi. Eba Hureyre’den beş hadis rivâyet edilmiştir. Fazla değil.
    Kendisine:
    “Bize de söyle Resûl’un sana söylediklerini”
    “Söylersem kâfir oldu dîye başımı vurursunuz!” demişlerdir.
    Eba Hureyre’nin bildiğini hiç kimse bilmez.
    ···
   tümünü göster