1. 1.
    +1
    önce bunu oku sonra aşktan soğursun yavaş yavaş:

    anlam..

    Ve aslında zerre pişmanlık hissetmiyordu..
    iki hafta oldu uyuşturucuya başlayalı. Tütüyor esrar zihnimde sönmezcesine.. Gerçekleri, acıları.. Unuttum nicelerini.. Yârim aldı benden beni. Aşkı sardı her yerimi. Sevmeyi hatırladım. Anımsadım aşkı.. Özlemeyi.. iki hafta oldu uyuşturucuya başlayalı.. Yanıyor aşk zihnimde sönmezcesine..
    Uyandım onu göreceğim heyacanıyla.. Onun için atıyordu kalbim. iki hafta olmuştu oysa ki, mütemadiyen büyüyordu sevgim. Heyecandan tadı alınamayan bir kahvaltı ve ardından en güzel görünüme ulaşma çabaları.. Tek bir kişi için hepsi.. Aşk bu.. Girdiği zihne yaptırıyor her şeyi. Sonunda dışarı atabildim kendimi. Düşünüyordum da, acaba o da benim için hissediyor muydu aynı şeyleri? Benim gibi yeniden yazmış mıydı o da yaşadığı her anın anldıbını.. Annem derdi hep, bu kadar anlam yükleme hiçbir şeye. Elimde olsaydı be anne.. Duraksadım bir an Bostancı Lunaparkı’nın önünde. Burada başlamıştı her şey. Tüylerim diken diken oluyordu hatırladıkça. Her hücreme yayılıyordu mutluluk ve sevgi.
    "Pardon, sadece iki bilet alacağım. Önünüze geçebilir miyim acaba?"
    "Tabi, buyrun."
    Ne garip.. Bir mekanın bunca anıya sahip olması.. insana bunca duygu yaşatması. Bir çarpışan arabanın bile hayatımı bu denli değiştirebilmesi ne garip..
    "Güzel sürüyorsun.."
    "Teşekkürler, sen de Türkiye ortalamasının üstündesin bir bayana göre. Eren ben bu arada."
    Ara sokaktan devam ettim yürümeye. Bağdat Caddesinde D&R’nin önünde buluşacaktık. En sevdiğimiz parfüm kitap kokusuydu zira.. Aramızdaki bağı kuvvetlendirendi kelimeler, kağıda dökülmüş hisler.. Aslında güzel bir sürpriz fena gitmezdi şimdi. Beyaz bir gül aldım yanından geçtiğim kadından.
    "Bir de falına bakayım mı abicim?"
    "Bak bakalım."
    Sinir bozucu çingeneler..
    "Bu gülü keşke almasaydım diyebilirsin abicim. Kusura bakma.."
    Her neyse deyip salladım başımı ve yürümeye koyuldum tekrar. Seviyordum kalabalığı.. Hatırlatıyordu bana yaşadığımı.. Atan yüzlerce kalbin yanından geçerken bir kasvet aldı havayı. Bulutlar arttıkça, içi daralıyordu insanın. Ardından çiseleyen yağmur.. Sonunda görmüştüm D&R tabelasını, takriben de yârimi. Yerdeydi gözleri, pek hüzünlüydü duruşu. Siyah kotunun üstüne lunaparkta karşılaştığımızdaki tişört vardı. Usulca geldim karşısına, durdum hiçbir şey demeden. Yavaşça değdi gözlerim onlarınkine. Acıyı hissedebiliyordum koyu yeşil gözlerindeki.
    "Üzgünüm. Çok üzgünüm.. Böyle olması gerekmese yapmazdım. Seni hala seviyorum ama böyle olması gerekiyordu.."
    Kararmıştı gözlerim, içinde çakan şimşeklere teslimdi zihnim. Elimi açtı, ona yaptığım bilekliği verdi, boynumdan öptü ve.. Gitti.. Netti sözleri, asla dönmeyecekti geri. Çaresiz oturdum banka. Ne yapacaktım ki şimdi. Hayatımın diğer yarısı o değil miydi? Uçurumun kenarındaydım artık. Ya görecektim gerçekleri yada daima olacaktım yıkık..
    iki hafta oldu uyuşturucuya başlayalı.. Önlenemez bir öfke zihnimde. Gerçekleri, acıları.. Unutmuşum nicelerini.. Öfkem aldı benden beni. Kinim sardı her yerimi. Nefreti hatırladım. Anımsadım yalnızlığı.. Kederi.. iki hafta oldu uyuşturucuya başlayalı.. Esrarımın çarşafıydı gülümsemesi, bakışlarıydı dalımın ateşi. Şimdi ise zifirle dolu sigaram aldı yerlerini..

    sonra da bunu oku:

    Esasında o kadar karmaşık değil durum. “Aşk”ı ilk defa siz yaşamıyorsunuz. insanlar en başta öğrenmişlerdi aşk ve sevginin zihinlerimize en büyük tuzak olduğunu. Onca şairin acıları tesadüf müydü yıllardır? Fuzuli’ye vuran aşk, ona dokunan acılar rastlantının eseri miydi? Hayır değildi.. Başından beri bağlanarak sevmek acıyı sevenlerin işiydi..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster