1. 1.
    +1
    Son dört ceset diğerlerinden daha kötü giyimliydi. Anlaşılan sonraki, ilk kim öldüyse onun kıyafetlerini üzerine geçirmişti. Zolotaryov, Dubinina’ın kürklü montunu ve şapkasını giymişti. Dubinina’ın ayağında ise Krivonishenko’un yün pantolonu vardı.

    Elbiseler üzerinde yapılan incelemelerde ise yüksek oranda radyasyona rastlanılmış olması başlı başına muamma idi.

    Olayda bir kaç ay geçtikten sonra yetkililer itham edecekleri kimseye ulaşamadıklarını, vakıanın çözümsüz kaldığını açıkladılar. Böylece dosya gizli bir arşive gönderilerek unutulmaya terk edildi.

    Yıllar sonra sırrı çözmeye çalışan Yekaterinburg-Dyatlov Olayını Araştırma Derneği Başkanı Yury Kuntsevich olayın olduğu sene 12 yaşında olmasına rağmen otoritelerin ve araştırmacıları olayı halktan saklama gayreti içinde olduklarını hatırlamaktaydı.

    Savcılık önce Mansi yerlilerinin bu cinayetleri işledikleri iddiasını araştırdı. Güya kendi yurtlarına geçiş yolu açan kâşifleri birilerin cezalandırdığı düşünüldü. Oysa ne Otorten ve ne de Holat-Syahl yöre halkınca kutsal veya özelliği olan yerler değildi. Keza olay mahallinde de dokuz kayakçıdan başkaları olduğuna dair hiç bir iz ve belirti yoktu. Otorten Dağı Mansi dilinde “Ölüm Dağı” anldıbına geliyordu. Hepsi o…

    Daha sonraları olayı yeniden ele alan Rus uyruklu bir tıp uzmanı çok güçlü bir rüzgarın vücutta yumuşak dokuya zarar vermeden kemikleri kıracağını iddia etti. Belgeleri inceleyen Dr. Boris Vozrozhdenny “bu bir araba kazasındaki etkiye eşit etki doğurur,” dedi. Yani kayakçılar güçlü bir fırtınaya tutularak çadırdan çıkmış, yaralanmış, yollarını kaybetmişlerdi.

    alıntıdır. kaynak : http://saklisite.wordpres...gecidi-veya-en-buyuk-sir/
    ···
   tümünü göster