1. 551.
    +4
    gibko bir kafe bahçesi.ana yolun kenarında.ben seçmedim. kıza nerde istersen dedim o da bula bula bu salaş
    yeri bulmuş. neyse gibtir et dedi içses.
    sırasıyla havadan, sudan, üniversiteden, öğretmenlikten, konuşmaya başladık. konu aşk işlerine yani asıl gelmesi
    gereken yere gelmeye başlayınca ben ya lafı değiştiriyordum ya da ucu açık politik cevaplar veriyordum.
    iyi bir kızdı. bilgisi ve kültürü vardı genel geçer şeyler hakkında ama bilmiyordu ki bunların hiçbiri benim
    umurumda bile değil. üstelik gamzesi de yok. hiç benzemiyor ki merveye..
    merve..
    uykusuz gecelirmde kurduğum hayallerin baş kahramanı. meleğim. şimdi ne yapıyordur acaba.
    ay bile dünya ile arasında binlerce kilometre varken geceleri dahi olsa görünüyor amk. bende bir resmi bile yok.
    sadece John Locke'un tabula rasası gibi boş olan zihnimdeki levhaya kazıdığım gülüşü. gülüşü tatlı olan kızları mı seviyordum yoksa
    merve güzel güldüğü için zihnim genelleme mi yapıyordu. bunu hiç öğrenemeyeceğimi düşündüm sonra ya da öğrenmek istemeyeceğimi..
    ···
   tümünü göster