1. 1.
    +1
    Bir gün pensilvanya denen ecnebi bir memleketten bir hoca efendi, dergâhıma gelip hürmetle elimi öptü ve ağlamaya başladı.


    Kendisinden ağlamasının sebebi sorulduğunda, şöyle anlattı:

    “Efendim! Ben size daha görmeden âşık oldum. (adam bana inceden yürüyormuydu? yoksa bu sadece bir vesvesemiydi? buğz etmelimiydim?)
    Bir şehirde vâizdim.
    Bir gün kürside vaâz ederken kulağıma; “bu zamânın kutbu, hellori hazretleridir.” diye bir nidâ geldi.
    Bunun üzerine aklım başımdan gitti. Konuşamaz oldum. Ağlamaya başladım. Benim ağlamamı görünce, cemâat da ağlamaya başladı. (işte ben bunu bir türlü yapamıyorum benim cemaatte bi tırtlıkmı var acaba, duygusuz ipneler)
    Sonra güçlükle; “Ey müslümanlar! Hastayım. Vâz edecek hâlim kalmadı.” dedim ve kürsüden indim. Eve gittim. Aklımdan gitmez oldunuz. Uyku uyuyamaz oldum. Ertesi gün mescide geldim ve kürsüye çıktım. Yine aynı nidâ geldi. Kendimden geçtim. Üç gün bu hâlim devâm etti. Cemâat gelip; “Bu hâlin nedir bize anlat? Derdine derman olalım, tabib bulalım. Bizden saklama!” dediler. Bunun üzerine onlara; “Benim ilaç kabûl etmez bir derdim var. Beni perişan eyleyen bir sevgidir (haydaaaa), bir aşktır, gece gündüz kalbimi yakar, gözlerimden yaş akıtır. Câmide vaâz ederken kulağıma gelen bir nidâ ile ben bu hâle geldim. O nidâ da; “Bu zamânın büyüğü hellori hazretleridir.” nidâsıydı.
    Bunun üzerine bu zâta âşık oldum (ve işte itiraf geldi). Nerede olduğunu bir bilsem.” dedim.
    Cemâat dağıldı. Bir müddet sonra bana, sizden haber getirdiler ve nerede olduğunuzu öğrendim. Şimdi de mübârek huzûrunuza gelerek sizleri görmekle şereflendim.”
    Hoca efendinin anlattıklarını dinledim ve tebessüm edip; “Hoca efendi, Allahü teâlânın sevgili kulları kerâmetini açıklamaktan hayâ eder. insan, Allahü teâlâya kul olmakla, ibâdet etmekle şereflenir. istikâmet doğru yolda olmak en büyük kerâmettir.” buyurdum ve onu talebeliğe kabûl ettim.

    ama artık kapımı daha sıkı kilitliyorum ve şalvarın altına yün içlik giyiniyorum.
    ···
   tümünü göster