-
76.
0MEVLANATümünü Göster
Varlığını ve ününü bir ölçüde Ahilerin destek ve yardımlarına borçlu olan, dönemin ünlü bir sufisi, Mevlana Celaleddin Rumi'dir (32). Celaleddin de diğer birçok Türk mutasavvıfı gibi Horasan'da doğdu ve Anadoluya göç etti. 1207'de Horasan'da doğdu, 1273'de Konya'da öldü. ilk derslerini, kendisine "bilginler sultanı" sıfatı layık görülen babası, ünlü mutasavvıf Bahaeddin Veled'den aldı.
ikincisi hocası, babasından el almış olan Seyyid Burhaneddin Tırmızi oldu. Batini doktirin ile iç içe büyüyen Celeleddin, bir ismaili Daisi ve Ahi yoldaşı olan Şems Tebrizi ile karşılaşınca, yavaş yavaş kendi ekolüyle ortaya çıktı (3).
Celaleddin Rumi'nin en önemli özelliği, onun bugün dahi birçok mecliste anılmasını sağlayan, Batini doktrini şiirlerle anlatma yöntemidir. Şiirlerinin yer aldığı eseri Mesnevi'de Celaleddin Tanrı, insan, evren, ruh, sevgi, ölüm ve ölümsüzlük gibi konulara sıkça yer vermiştir (34).
Mevlana Rumcayı çok iyi okuyup, yazabiliyordu. Eflatun'un tüm yapıtlarını kendi dilinde okudu. Ayrıca, Konya'daki Rum Ortodoks kilisesi rahipleriyle, Eflatun ve görüşleri üzerine pek çok tartışmada bulundu. Tasavvufun ve Batini inancın Yunan kökeni hakkında böylesine derinlemesine inceleme yapan Celaleddin, şiirlerinde tasavvuf sanatının doruğuna ulaştı:
"Dalı öncesizliktedir aşkın, kökü sonrasızlıkta.
Bu ululuk, şu akla, ahlaka yakışır değil.
Yok ol, varlığından geç. Varlığın cinayettir.
Aşk, doğru yolu buluştan başka birşey değildir"... (35)
Celaleddin Tanrıya ulaşmak için insandaki en büyük gücün aşk olduğu fikrini daima savundu. Celaleddin'e göre varolan herşeyin kökeni aşktır. Bir bitki, bir hayvan da sevebilir. Ancak, hem bedeniyle, hem bilinciyle, hem düşüncesiyle, hem belleği ile sevebilen yegane varlık insandır. Aşk, ışıktır, nurdur, "Işk"tır. işte aşkların en güzeli bu bilince ulaşıldığı zaman raks, tüm dünya ile aşkta birleşmek, onun evrensel dönüşüne ayak uydurmaktır. Semah sırasında ellerinin birinin gökyüzüne dönük, diğerinin yeryüzüne bakar durumda olması da, Tanrıdan aldığı aşkı tüm dünyaya sunmaktan başka birşey değildir.
Ruh Tanrıdan fışkırmadır, ölümsüzdür. Gövdeden önce de vardı, gövdeden sonra da var olacaktır. Ruh ilk çıktığı kaynağa, Tanrıya dönmenin özlemi içindedir. "Ney"den çıkan ses, ruhun acı dolu, yakınmalı özlemini ifade eden sestir. Ölüm, gövdeyi meydana getiren elemanların çözülmesi, ruhun kurtulmasıdır.
-
ya rasat sen ne mal adamsın
-
burda olmayan var mı
-
sevgili rasat bu başlığa gel
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 13 02 2025
-
iyii akşşamlar sözlük
-
nasyonel sosyailizim bir tak biliyomuş gibi
-
yav ben 2008 de doğdum
-
mentalcel ve bakircan gibiler tedavi olmaz
-
vallahi yağlı saçı özledik
-
ypgyi destekleyen bir kürt olduğunu biliyoruz
-
sabah incisozluk co yazıp
-
reçel tahsin er
-
olm surda 10 kisi birbirimizin
-
bakircan çok kaşındın
-
erdal özyağcılarr
-
berat kandili ne ya
-
şimdı yatıyorum
-
gran torino ermeni miymiş
-
ümit özdağ tam şuan ne yapıyor acaba
-
mentalcel neden başlık açmıyor
-
bakircan ifşa ortadaki gözlüklü çocuk
-
resim yüklenmiyorken daha iyiydi
-
bunlar yüzünden millet tas tıraşlı
-
kıçında yanması olan bir kişi nasıl
-
babanız ağır akpli olsa naparsiniz
-
naranay naranay naranay naranay
-
ismailin enayisi emin
-
eyyyy inci sözlük sen kimsin yaaaa
-
inci sözlük detoksu
-
beyler yurt dışına turla gidersem eğer
- / 2