tedariksiz hacete gittm domala domala taş aradım

yine bir gün ailecek pikniğe gitmişiz. hava güzel, etler güzel karı kız güzel kafam güzel. hayat bana hayat amk. hayvan gibi yedik içtik ne varsa. aradan yarım saat geçti. karnım ağrımaya başladı amk. ulan dayanamıyorum. denize girip sıçsam, onlarca balık türünü yok etmeye ne gerek var amk. ben bi defi hacet getireyim diyerekten kalktım ormana doğru yürümeye başladım. baya ormanın derinliklerine girdim. balta girmemiş diyeceğimde ben girdim ehehehe. neyse iyice yürüdüm sote bir buldum donu indirip çömdüm hemen. güzelce sıçtım fakat nasıl sıçtım? evet ishal olmuşum. anlayacağınız züt çeşme olmuştu. vanayı kapatıp yavaşça kalktım. amk yanımda ne bi mendil ne de türevi. yannan gibi kaldım ormanın ortasında. ne yapsam ne yapsam düşünüyorum amk. pantolona sileyim dedim kaç paralık pantolon amk. taku yesem daha iyi. t-shirt desen ona keza. yaprakla sileyim desem ağaçlar iğne yapraklı. yaraklara yan bastık amk. evet o anda birşey oldu. aklıma o meşhur atasözü geldi. hacet, domalmak ve taş. anahtar kelimeler bunlardı. taş aramaya koyuldum. ya küçüklerdi yada büyük ve yamuk. bana düz birşey lazımdı. ve aradığımı buldum. güzel bir taş bulup zütü güzelce temizledim. sıçtığım yerin üstüne gelişi güzel toprak attım ve topukları züte vurmadan kaçtım. ne vuracam amk kaç paralık ayakkabının topuklarını takamı bulucam!

bu da böyle bir anımdır işte