+4
-2
sabah vakitlerinde yine aklıma geldi...
günlerden 5 kasım 2011 kurban bayramı arefesi...
annem ankara gazi hastanesinde kemoterapi görmeye gitti. babamdan bir telefon geldi. oğlum dükkanı kapat hızlı trenden bilet al bayram günü anneni görmeye gel...
günlerden 6 kasım 2011 kurban bayrdıbının ilk günü...
ben sabah 07:00 da ankara trenine atladım. saat 10:00 gibi hastanede oldum. babamı aradım kaçıncı kat kaçındı oda...
asansöre bindim çıkarken annemi görme sevinci vardı içimde. odaya girerken babamı gördüm gözü yaşlıydı. duraksadım. kalbim hızla çarpmaya başladı. ardından teyzem kafasını uzattı ağlıyordu. elini kaldırdı ve gel işareti yaptı. odaya yavaş adımlarla girmeye başlamıştım ki annemi hiç beklemediğim bir vaziyette buldum. uyutuluyordu. makinelere bağlı yaşıyordu. baba dedim neden uyutuluyor kapıdan çıkarken sapasağlamdı dedim bağırdım ! cevap veremedi hüngür hüngür ağlıyordu.
annem can çekişiyordu. alnında boncuk boncuk ecel terleri birikmişti. masanın üstündeki gazlı bezle sildim. baba dedim ne oldu. oğlum boğazındaki kanser nefes borusunu tıkadı nefes alamıyor ölüm döşeğinde dua et dedi tekrar bağıra bağıra ağlamaya başladı. yere kapaklandım. hiç birşey hissetmiyordum. en son ne dedi dedim oğlum sana emanet hakkını helal et demiş...
gözlerimden akan yaşlar bile ağlıyordu... nefes alamıyordu göğüs kafesim sıkışıyordu. gözlerim kararıyordu... dayanamıyordum yırtınıyordum ama dayanamıyordum.
ben gidiyorum baba dayanamıyorum lütfen...
14:00 da çıktım... istasyona gittim tekrar. konya bileti aldım 15:30'a. oturdum beklemeye başladım. kalbimde durmak bilmeyen bir acı.
sol yanım acıyor derlerdide inanmazdım dalga geçerdim duygusal bin derdim ! Ama hepsinin gerçek olduğunu anlamıştım.
15:30 da trene bindim. gözlerimi kapadım pencereye yasladım...
gözlerimi açtığımda telefonum açlıyordu. arayan amcamın oğluydu. açtım. başın sağolsun dedi. kekeleyerek noldu dedim. başın sağolsun dedi ağlayarak kapattı.
işte o an var ya o an ben yıkıldım... trendekilerin hepsi bana acınası gözlerle bakıyordu. kimse beni anlamıyordu ne hissettiğimi bilmiyordu sadece zavallıymışım gibi bana bakıyorlardı. yapayalnız hissettim. soğuk rüzgarlar esiyordu ruhumda.
annemi kaybetmiştim.
sonra eve girdim odanın ortasına kapaklandım. göz yaşım hiç dinmemişti. saat 12 de kapı çaldı. kalabalık ses geliyordu. akrabalar gelmişti geliyordu...
günlerden 7 kasım 2011 annemin naaşı geldi. onu mezara kendi ellerimle koydum kendi ellerimle toprak attım...
aradan günler geçti. babam yabancılaştı kimse aramaz sormaz oldu... yalnızların addıbını oynuyordum... sokaklarda yürüyordum durmadan içiyordum birşeyleri bir süreliğine unutmak için.
dünyam gitmişti yaşamamı beklememeliydi kimse...