yaşadıklarımı anlatıyorum beyler

insanlar ev sahipliğimden çok memnun kalmışlardı , cuma gününe denk getirmem ve yemekli yapmam ayrı bir sevindirmişti onları ama hepsi aslında birer huur çocuğuydu ama sonra anlayacaktım tabii.. yanıma kimseyi oturtturmuyordum, ben baş köşeye oturmuştum karşımda hilmi ve burcu solumda semih vardı. zaman bir şekilde çok hızlı aktı , belki güzel muhabbetten belki sevdiklerinizle birlikte olduğunuzdan , belki alkol aldığınızdan belki de beklediğiniz birisi olduğundan ve evet kapı çalmıştı. işte oydu gelen eva , trençkot giymiş ve vucudunu sarmıştı trençkot. her zaman ki gibi yine gülümsüyordu. trençkotunu çıkarmasına yardım ettim ve daha sonra astım. kendisini tanıttım tanımayanlara. yanımı neden boş bıraktığımı heralde anlamışsınızdır.

evin içinde yarı flemenkçe yarı türkçe konuşuluyordu.. hollandalılar sayıca fazla olduğundan bizi ilgilendirmeyen kendi aralarında ki konuları flemenkçe konuşuyorlardı ve biz buna artık alışmıştık açıkçası. eva yanıma oturdu ne içeceğini sorduğumda sen ne içiyorsun dedi , şarap içtiğimi söyleyince peki bende şarap alayım dedi. evanın şarabını getirdim , sadece eva ile tokuşturdum.