1. 51.
    0
    imam Ebû Mansûr-ı Mâturidî’de Anadilde ibâdete izin Vermiştir.

    imam Mâturidî islâm dünyasının büyük çoğunluğu tarafından önder kabul edilmiş bir din bilginidir. O’nun anadilde ibadete yaklaşımı şöyledir:
    “Kur’ân Allah kelâmıdır. Allah’ın kelâmı zatı ile kaim, ezelî bir sıfattır. Harf ve ses cinsinden değildir, O Bir’dir, bölünmez (tecezzî etmez), Arapça da değildir, Süryanice de. Şu kadar ki insanlar, bir olan Kur’ân’ı değişik ibarelerle okurlar; nitekim Allah’ın zatı türlü adlarla, keza zat sıfatlarından olan hayat, irade, beka sıfatları türlü türlü ibareler ile dile getirilmiştir”.[37]
    Bu sözleri yorumlayan dil bilgini Prof Dr. Yusuf Ziya Yörükhan, şöyle demektedir:
    “Burada müellif (yani imam Mâturidî), Kur’ân’ın muhtelif dillerde okunacağını açıklıyor. Kur’ân harf ve ses cinsinden değildir. Arapça da, Süryanice de değildir. insanlar bunları kendi dillerince dile getirirler; nasıl Allah’ın zatına her dilde ayrı bir ad konur, hayat ve irade sıfatları her dile göre başka tabirlerle ifade edilirse, Allah kelâmının da, Allah’ın ezeli sıfatıve O’nunla kaim bir mana olması bakımından, lâfızlardan ibaret olması caiz olmaz, dillerin ve ibarelerin ayrılığı, O’nun birliğine zarar vermez. Mâturidî’nin bu görüşü, Ebû Hanife’nin koyduğu esaslara dayanmaktadır”.[38]
    ···
   tümünü göster