82- münafikun suresi 4. ayet şöyledir; “sen onları gördüğün zaman, vücutları, görüntüleri senin hoşuna gider. (bir şey) söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. onlar (birbirlerine) dayanmış keresteler gibidirler. her bağırmayı, yüksek sesi kendi aleyhlerine sanırlar. onlar düşmandır. onun için onlardan sakın. onları allah gebertsin! (haktan batıla) nasıl döndürülüyorlar!” bu ayet allah’ın kelamı mıdır, yoksa hz. muhafazid’in kelamı mıdır? eğer allah’ın kelamıysa allah neden “onları allah gebertsin!” demektedir?
83- mücadele suresi 12. ayet şöyledir; “ey iman edenler! peygambere gizlice bir şey söylemek istediğiniz zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka sununuz. bu, sizin için hem bir hayır, hem de daha iyi bir temizliktir. ancak gücünüz yetmezse, şüphe yok ki allah, çokça bağışlayandır, çokça acıyandır.” bu ayette görüldüğü gibi allah insanlara peygamberle konuşmadan önce sadaka sunulmasını emretmiştir. ancak bir sonraki ayet olan mücadele suresi 13. ayet ise şöyledir; “ya! gizlice bir şey söylemeden önce sadakalar sunmaktan korktunuz mu? madem ki yapmadınız, allah da size tövbe lütfetti, artık namaza devam edin, zekatı verin, allah ve rasulüne itaat edin. allah her ne yaparsanız, haberdardır.” bu ayette ise denilmektedir ki, madem ki sadaka sunmadınız, allah sizi affetti diyerek bir önceki ayette emredilen sadaka sunma şartı kaldırılmıştır. allah gönderdiği emirlerde değişiklik yapar mı? allah bir önceki ayeti yanlış mı göndermiştir de bir sonraki ayette verdiği hükmü değiştirmiştir? eğer kur’an-ı kerim ahiret gününe kadar ve tüm insanlara gönderildiyse bugün bu ayetleri okuyan kişi bundan ne anlamalıdır? günümüzde yaşayan insanların peygamberi ziyaret etmesi ihtimali yoktur. o zaman bu ayet neden kur’an-ı kerim’e eklenmiştir?
84- hz. muhafazid’in kölelerinden “maria” ile ilişkisi hakkında birçok kaynakta ve çoğu islam kaynaklarında geçen rivayetler, bunu destekleyen hadisler ve kur’an-ı kerim ayetleri vardır. ibn-i cerir ve ibni ishak'ın aktardıkları bir hadiste şöyle denir: “peygamber efendimiz hz. hafsa'nın evinde oğlu ibrahim'in annesi mariye ile birlikte olmuştu. hz. hafsa buna alınmış ve bunu kendisini küçük düşürücü bir olay olarak algılamıştı. bunun üzerine peygamberimiz, o'na bir daha mariye ile birlikte olmayacağına söz vererek yemin etmişti. ayrıca bunu kimseye söylememesini istemişti. ancak hz. hafsa gidip olayı hz. aişe'ye açmıştı.” rivayetler ise şöyledir; “mısır piskoposu hz. muhafazid'e 4 cariye armağan eder. bunlardan biri de maria'dır (mariye, hz.mariye). maria kipti hristiyandır. bu cariye hz.muhafazid'e bir erkek çocuk doğurmuş (ibrahim), ama bu çocuk 16 aylıkken ölmüştür. bir gün hz.muhafazid karılarından hafsa bint-i ömer'in evindeyken maria da içeridedir ve hafsa ortalıkta yoktur.hz. muhafazid maria ile ilişkiye girer, tam bu sırada hafsa içeri gelir, ortam gerilir. hafsa "benim günümde, benim yatağımda neden bu köle ile birlikte oluyorsun" diye kızar. hz.muhafazid onu sakinleştirmek için kendisinden sonra ebubekir'in, ondan sonra da hafsa'nın babası ömer'in halife olacağını söyler. tabi ki bu "sevindirici" haber hafsa'nın sinirini geçirmez. bunun üzerine muhafazid hafsa'yı sakinleştirmek için maria ile bir daha yatmayacağına dair yemin eder. ama bunu kimseye söylememesini ister. hafsa'nın siniri geçmesine geçmiştir de hz.muhafazid maria'dan bir türlü vazgeçememektedir. bunun üzerine kendisine yardımcı olan şu ayetler iniverir; (tahrim suresi ilk 5 ayet): “1- ey peygamber! sana allah’ın helal kıldığını niçin haram edersin, hanımlarının hoşnutluğunu ararsın? bununla birlikte allah çok bağışlayandır, çok acıyandır. 2- allah size, yeminlerinizi bozabilme imkânı sağlamıştır. allah, sizin koruyup kollayanınızda. her şeyi bilen, her şeyi sağlam yapan ve yaptığında bir hikmet bulunan odur. 3- hani peygamber, hanımlarından bazısına gizlice bir söz söylemişti. ne zamanki o, onu haber verdi, allah da peygambere onu açtı. açınca peygamber o hanımına birazını anlattı, birazından ise geri durdu. ona bunu, bu şekilde anlatıverince “bunu sana kim haber verdi?” dedi. “bana her şeyi çok iyi bilen ve her şeyden haberdar olan (allah) peygamberlikle bildirdi” dedi. 4- eğer allah’a tövbe ederseniz, ne iyi! çünkü ikinizin de kalpleri eğildi. yok, eğer ona karşı birbirinize yardım ederseniz, haberiniz olsun ki, allah onun koruyup kollayanıdır. hem ayrıca cebrail, müminlerin salih olanları, onlardan sonra, melekler de (onun) destekleyicisidir. 5- eğer o sizi boşarsa, rabbi ona sizin yerinize sizden daha hayırlı eşler verir. (bu yeni eşler, allah’a) boyun eğen, iman eden, namaz kılan, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan gerek dul, gerek bakire (hanımlardır).” olayı destekleyen bazı hadisler ise şunlardır; mariya olayı: hadis no : 0838, ravi: enes, tanım: “resulullah (sav)’ın zaman zaman birleştiği bir cariyesi vardı. hz. aişe ve hz. hafsa peşini bırakmadılar. sonunda resulullah bu cariyeyi nefsine haram etti. bunun üzerine: “ey peygamber, sen zevcelerinin hoşnutluğunu arayarak, allah’ın sana helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun?…” diye başlayan tahrim süresi nazil oldu.” kaynak: nesai, işretu’n-nisa, 4, (7, 71) taberi olayı şöyle anlatır: “gün, hz.muhafazid’in hanımlarından hafsa’nın günüydü. o gün hz.muhafazid, hafsa’yla cinsel ilişkide bulunmak üzere kalkıp evine gider. ama hafsa’yı evde bulamaz. tam o sırada, bir zamanlar, mısır mukavkısı’nın kendisine armağan ettiği cariyelerden mariya çıkagelir. hz.muhafazid, cariyeyi hafsa’nın yatağına atar ve işini görmeye başlar. hz.muhafazid’in, cariyesiyle yatması doğaldır. kur’an da, hanımlarının dışında cariyeleriyle de yatmasına olanak verilmiştir. (bkz. ahzab suresi, ayet: 50, 52.) ne var ki cariyeyle özgür (hurre) olan bir kadının, üstelik ömer kızının, hafsa’nın yatağında beraber olmaktadır . işte bu olağan değildir. terslik bu ya, o sırada, hafsa da çıkagelmiştir. hz.muhafazid’in mariya ile ilişkisini görünce büyük tepki gösterir: “tann elçisi! sen beni kötü duruma düşürdün, aşağıladın. öyle birşey yaptın ki, benzerini hiçbir karına yapmadın! benim günümde, benim sıramda ve benim yatağımda bir cariyeyi yatırıp yapıyorsun!” sonra hz.muhafazid’le hafsa arasında şu konuşma geçer: hz.muhafazid: “hafsa! marya’yı kendime haram etsem de ona bir daha yaklaşmasam; bundan hoşnut olur musun?, hafsa: “evet!”, hz.muhafazid: “vallahi billahi mariya ile bir daha yatmayacağım!” hz.muhafazid hemen ant içmiştir. hz.muhafazid: ”hafsa! aramızda kalsın, bunu sakın kimseye söyleme, olmaz mı?”, hafsa: “tamam!” ne var ki, hafsa bu durumu aişe’ye anlatır. (bkz:
taberi camiu’l-beyân 28/102) olayın duyulması ve hanımlarının aralarında dayanışmaya gidip kendisine karşı tavır alması üzerine hz.muhafazid eşlerini terk eder ve bir odaya uzvete çekilir. hz.muhafazid’in eşlerini boşadığı dedikodusu yayılır. bir rivayete göre ise cezalandırmak için sadece hafsa’yı boşamış ve diğerleriyle de 1 ay beraber olmamaya yemin etmiştir. hafsa ömer’in, ayşe ise ebubekir’in kızıdır. babalarının konumuna güvenerek asiliğe cesaret edebilmişlerdir. 4. ayette geçen “ikiniz” sözü ayşe ile hafsa’yı kasteder. ömer, olayı öğrenince hiddetle hz.muhafazid’e gider ve görüşmek ister. 3 kez geri çevrilen isteği sonunda kabul edilerek içeri alınır ve bu görüşmeden sonra tahrim ayetleri gelir. ardından hafsa ile nikah tazelendiği ve 29. gün eşlerine dönüp ayşe’yle beraber olduğu söylenir. ayşe, henüz bir aylık sürenin dolmamış olduğunu düşünerek kendisine sorar: “hani sen, bir ay boyunca hanımlarından uzak duracağına dair yemin etmemiş miydin? bugün daha otuz gün bile olmadı; yirmi dokuzuncu gündeyiz!”. hz.muhafazid kendisine şu yanıtı verir: “bu ay yirmi dokuz gün çeker.” olayı destekleyen bir diğer hadis ise şöyledir; hz. aişe: “ma era rabbeke illa yüsariu fi hevake” mealen: “bakıyorum da senin efendi tanrın yalnızca senin şeyinin keyfini yerine getirmek için koşuyor.” (kaynak: buhari, hadis no: 1721)” bu rivayetler doğru mudur? eğer doğruysa kur’an da açıklanmayan milyonlarca şey varken, tüm evreni, yıldızları, galaksileri yaratan allah neden böyle çok küçük olaylarla yakından ilgilenmekte ve bu ayetleri tüm insanlığa göndermektedir? eğer bu rivayetler yanlışsa tahrim suresi ilk 5 ayeti ne için indirilmiştir? ayrıca kur’an-ı kerim bir günde (kadir gecesi) indirilmemiş midir? neden olaylar olduktan sonra başka başka ayetler inmektedir? bu ayetler de, zamanın başlangıcından beri her şeyin yazılı olduğu allah katında bir kitap olan “levh-i mahfuz” da yazılı mıdır?