-3
18- kafirun suresi’nin 6. ayeti şöyledir; “sizin dininiz size, benim dinim bana.” bu ayet ne anlama gelmektedir? allah hz. muhafazid’e artık diğer kullarını islama davet etmemesini mi söylemiştir? yoksa “sizin dininiz” diye bahsedilen dinler de hak dinler midir? “siz kendi dininizde kalın, islama geçmenize gerek yok” mu denmek istenmiştir? günümüzde kur’an-ı kerim’i okuyan bir kişi bu ayetten ne anlamalıdır?
19- alâk suresi 2. ayeti şöyledir; “o insanı alâktan(kan pıhtısı) yarattı.”. necm suresi 32. ayette ise “... o sizi topraktan yarattığı zaman da, …” cümlesi geçmektedir. abese suresinin 17,18 ve 19. ayetleri sırasıyla şöyledir; “17- o kahrolası insan, o ne nankör şey! 18- o yaratan, onu hangi şeyden yarattı? 19- onu bir damla sudan yarattı, sonra da onu biçimlendirdi.”, murselat suresi 20. ayet şöyledir; “biz sizi değersiz bir sudan yaratmadık mı?”, furkan suresi 54. ayet şöyledir; “o, sudan bir insan yaratan, onu soy sopla (devam eden bir düzene) koyandır. rabbinin her şeye gücü yeter.”, meryem suresi 67. ayet şöyledir; “o insan, daha önce hiçbir şey değilken, bizim kendisini yarattığımızı düşünmez mi?”, enam suresi 2. ayet şöyledir; “o, sizi topraktan yaratan, sonra da bir süre belirleyendir. başka bir belirli süre de onun katındandır. sonra kalkıp (allah hakkında) hâlâ şüphe ediyorsunuz.”, secde suresi 7. ayet şöyledir; “o, yarattığı her şeyi güzel yapan, insanı yaratmaya topraktan başlayandır.”, rum suresi 20. ayet şöyledir; “onun (varlığının) delillerinden biri de sizi topraktan yaratmasıdır. sonra siz, (yeryüzünde) gezip dolaşan birer beşer oldunuz.”, nur suresi 45. ayet şöyledir; “allah, her hayvanı (her canlıyı) sudan yarattı. onlardan kimisi karnı üstünde sürünmektedir. onlardan kimisi iki ayakla yürümektedir. yine onlardan kimisi dört ayakla yürümektedir. allah, ne dilerse yaratır. şüphesiz allah’ın her şeye gücü yeter.”, enbiya suresi 30. ayet şöyledir; “inkâr edenler, göklerin ve yerin bitişik olduğunu, sonra bizim onları ayırdığımızı görmediler mi? biz, hayatı olan her şeyi sudan yarattık. hâlâ inanmıyorlar mı?” bu ayetlerin hangisi doğrudur? allah insanı hangi şeyden yaratmıştır?
20- kadr suresi 1. ayette “o kur’an’ı, kadir gecesinde gerçekten biz indirdik.” yazmaktadır. kur’an-ı kerim bir gecede mi inmiştir, yoksa 23 yılda mı inmiştir? eğer kadr suresi 1. ayette yazan gibi bir gecede indiyse neden aynı zaman tebliğ edilmemiştir? ve neden hz.muhafazid kur’an’ı kitap haline getirmemiştir? kur’an bir gecede indiyse 23 yıl içerisinde hz. muhafazid’in karşılaştığı olaylardan sonra inen ayetler nedir? kur’an bir gecede indiyse neden hz. muhafazid’ e bir süre vahiy gelmemesinden sonra müşriklerin hz. muhafazid’e “rabbin seni unuttu mu? yanlız mı bıraktı?” gibi sözlerinin ardından duha suresi 3. ayet olan “rabbin seni terk etmedi, darılmadı” ayeti indirilmiştir.
21- ilk olarak büruc suresi 21-22. ayetlerde ve daha sonra kur’an’ın birçok yerinde geçen “levh-i mahfuz” kur’an-ı kerim’e göre kainatta olmuş veya olacak olan her şeyin ekgibsiz olarak yazılı olduğu allah katında bir kitaptır. bu kitapta şu an bu yazıyı okuduğunuz dahi yazmaktadır, siz daha doğmadan önce yazılmıştır. enam suresi 59. ayet’e göre bir yaprağın yere düşüşü dahi bu kitapta yazılıdır. buna göre; önünde içki şişesi duran bir insan düşünelim, bu kişi içkiyi içip içmeyeceğine henüz karar vermemiş, yani içip içmeyeceğini kendisi bilmiyor, ancak levh-i mahfuz da onun içkiyi içip içmeyeceği çoktan yazılı bile, bu durumda bu kişi içkiyi içerse günaha girmiş oluyor, ama daha o doğmadan çok önce o içkiyi içeceği levh-i mahfuz da yazılı, bu kişinin levh-i mahfuz da yazılı olanın dışında hareket etmesi imkansız, bu sebeple bu kişi neden cezalandırılır? bu kişi sadece allah’ın kainatta onun için yazdığı rolü oynuyor, aksini yapması mümkün değil, allah bu kişiyi kendi yazdığı rolü oynadığı için neden cezalandırıyor?
22- bir üst soruda bahsedilen “levh-i mahfuz” ne için vardır? allah unutacağı için mi yapacaklarını bir kitaba yazmıştır? unutmak insanlara mahsus değil midir? allah neden bir kitaba ihtiyaç duyar?
23- karia suresinde kıyamet günü anlatılmaktadır 6,7,8 ve 9. ayetler şöyledir; “6-7- işte o zaman, tartısı ağır basan kimse var ya, o hoşnut bir hayattadır. 8-9- tartısı hafif gelen kimse var ya, onun anası, varacağı yer, hâviyedir.(kızışmış ateş)” bu ayetlere göre hesap gününde günahları ağır gelen cehenneme, sevapları ağır gelen ise cennete gidecektir. islama göre günah işleyen bir kişi bu günahlarının cezasını ahirette çekmeyecek midir? sevapları günahlarından çok olursa diğer cezalarını çekmeden doğrudan cennete mi gidecektir? ve günahları çok olan inanan bir kişi cehennemde günahlarının cezasını çektikten sonra cennete girmeyecek midir? hesap gününde ya cennet ya cehennem mi vardır?
24- kaf suresi 6. ayet şöyledir; “(kafalarını kaldırıp) üzerlerindeki gökyüzüne, onu nasıl yaptığımıza, onu nasıl süslediğimize bakmıyorlar mı? onun hiçbir çatlağı yoktur.” gökyüzünde çatlak olabilir mi? o zamanlar dünyanın yuvarlak olduğu bilinmiyordu ve gökyüzü kubbe gibi dünyanın üzerine kapatılmış sanılıyordu ama allah bunu bilmiyor muydu? dünyanın döndüğüne ve dünyadan başka gezegenlere dair neden hiç bir ayet kur’an-ı kerim’e konulmamıştır? gökyüzü ile ilgili bir başka ayet de ra’d suresi 2. ayettir; “allah, gördüğünüz gökleri direksiz yükseltendir. …” diye başlayan ayette görüldüğü gibi gene gökyüzünün dünya üzerinde kubbe gibi durduğu ve direkler olmadan allah’ın onu gökte tuttuğundan bahsedilmektedir. hicr suresi 14. ayette ise; “üzerlerine gökyüzünden kapı açsak da, oradan yükselseler,” denmektedir, gökyüzünden yukarıya çıkılamaz mı? gökyüzünden dışarı çıkılabilmesi için allah’ın kapı açması mı gerekir? o zaman ay’a giden insanlar nasıl gitmiştir? mars’a giden keşif araçları nasıl gidebilmiştir? dünya dışına gönderilen sayısızca uydu nasıl gitmiştir? fatır suresi 41. ayette ve hacc suresi 65. ayette bahsedildiği gibi gökleri yere düşmesin diye allah tutuyorsa, gökyüzünde boşlukta duran insan yapımı uyduları gökte kim tutmaktadır? meryem suresi 90. ayette “bu sözden dolayı, az daha gökler çatlayacak, yeryüzü yarılacak, dağlar yıkılıp gidecekti.” ve şura suresi 5. ayette de “gökler, üstlerinden çatlayıverecekmiş gibi titreşiyorlar. …” denmektedir. burada gene gökyüzünün çatlayabilecek bir şey olduğundan bahsedilmektedir. enbiya suresi 30. ayet ise şöyledir; “inkâr edenler, göklerin ve yerin bitişik olduğunu, sonra bizim onları ayırdığımızı görmediler mi? biz, hayatı olan her şeyi sudan yarattık. hâlâ inanmıyorlar mı?” gökler ve yer bitişik olabilir mi? gökyüzü dünya üzerinde bir kapak gibi midir ki ilk başta bitişik olabilir? gene enbiya suresi 32. ayette “gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. onlar, onun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.” denmiştir ve gökyüzünün tavan gibi dünya üzerine kapalı olduğu açıkça belirtilmiştir. murselat suresi 9. ayette “o gökyüzü açıldığı zaman,”, tekvir suresi 11. ayette “gökyüzü sıyrıldığı zaman,” ve nebe suresi 19. ayette de “gökyüzü açılır da kapı kapı olur.” denmektedir, gökyüzü üzerimize kapalı bir şey midir ki açılır?
Tümünü Göster