1. 1.
    +2 -2
    vakitlerden birinde, izmire gitmek mecburiyetinde kalan ben, uçak izmir semalarına ulaştığı an abdestimi tazeledim, küfürden korunma duası edip sabretmeye başladım. neticede dar-ûl harb bölgesine gidiyordum.

    havaalanından çıkar çıkmaz bir kadın önümde belirdi. bakmamak için çok mücâdele verdim lâkin nâfile.. sapsarı saçları,
    rengini mavinin en asil tonlarından alan gözleri ve bal çanağında olgunlaşmış enfes dudakları ile,bir izmir dilberi nazarıma mazhâr oldu. ancak sevdâlandığımı farkettikten on saniye sonra bana yönelip hakarete başladı :

    - hey şalvarlı irticâ neferi. körpe vajinamı dillemek, dudaklamı emikleyip amımda ceviz kırmak istemez misin?
    biz allahı inkâr ederiz, kedi keseriz ve domuz kanıyla gusül alırız. şeytana secdeler olsun !

    o an ne demem gerektiği dâhi aklıma gelmedi. bu dilberden çok hoşlanmış, adeta sevdalanmıştım. sonra bir besmele ile kendime gelip devam ettim:

    - bacım bacım! dinî islâma gelmez isen hâlin harabdır. gel seni hidâyete erdireyim, güzelliğin fuhşîyata meze olmasın, helâlim ol,vebâlim ol!

    bunu der demez tesettüre girdi,şu sıralar karşıyaka'da irşâd vazîfesini tatbîk ediyor.

    râbia, abdüssâmed ve geylani isimlerinde üç evlâdımız da sevdâmızın meyvesi, allah azze ve celle'nin ikrâmı.
    ekşın menlerini kırdılar, takvada yarışıyorlar.
    ···
   tümünü göster