film gibi hayat hikayem

aşağıdaki hizmetli sanki yurdun ağası amk. milleti azarlayıp duruyo filan. iste surayı imzalıcan şunu getircen bunu zütürcen gibilerinden. tipini s.ktiğimin herifi. anadoludan gelmiş gariban çocukları ezio ipne. tabi büyüksehrde yetişmiş p.çlere bişi diyemiyo. anasını s.kerler onun orda.

ben sırada bekliyorum o sıra. üst sınıflardan bi eleman geldi. abi dikkat et şikayet etmesinler seni bunlar yeni geldi diye böle rahatsın ama dedi. biraz ayarı verdi. ondan sonra adam muhtemelen sövdu ama sadece dudakları kıpırdadı sesini duyamadık. aldım ne gerekıosa. hangı evraklar ımzalancaksa fılan hallettım yerlestim odama.

cocukları bıraz tanımak istedim. nerdensınız flan dedım. tahmın ettıgım gbi. dogu-guneydogu anadoludan gelmişler. biri agrılı-biri urfalıydı. uyuyanında adanalı olduğunu söylediler. içimden adanalıysa kafası kırıktır bunun diye geçirdim. doğulularda pkk sempatızanı olabılır dedım. içimden analizlere başladım. tabi renk vermiyorum. sen nerelisin dediler. amk bu soruya direk cevap verebilmek benim için hep sorun olmuştur. türkiyeliyim dedim. bunlar nasıl yani filan dediler. işte bende pederin işi dolayısıyla türkiyeyi gezdim şuralıyım diyemem dedim. ama kökeni soruyorsan xxxxx dedim. oo bozkurtsun ozmn flan dedi bu. bnde hafif tebessüm ettim sigaramdan bir fırt çektim.

(ne bozkurtu amk, kafatasçı dar göruslu bi bin asla olmadım. atatürk milliyetcisiydim, kürtleri pek sevmezdim ama gebersinlerde demiyordum)

renk vermedim tabi. bu ağrılı eleman koyu mhpli cıktı. osmanlı tuğralı yüzük filan takıyor. urfalı ise tam pkklı. açık açık gerillalar filan fişman diye laf ediyor. bariz rengını belli etti. ultra demokratik bir ortamdaydım o an. lan daha uninin ilk dakikaları siyaset başlamıştı amk.

Sonra bu adanalı bizim muhabbetimizden uyuyamadı heralde. Suratını ekşitmiş şekilde kalktı yataktan tuvalete gitti. Elini yuzunu yıkadı hoş geldin birader dedi elini uzattı. Bende elimi uzattım kendimi tanıttım filan. Bu da memnun oldum dedi, ağır ağır yatağına yürüdü. Aha dedim tahminim doğru adam ağır abi takılıyordu. Zaten 20 yaşında kafada saç kalmamış bi tipti. Yolda görem +30 sanırım. Neyse o gn o şekilde geçti. Benim ranzanın öbür sahibi olan eleman hala piyasada yoktu. içimden bir his o çocukla çok ıyı anlaşacağımızı söylüyordu. Öbür gece yarısı gibi odaya biri geldi. S.a çekti girdi içeri. H.g filan dedik. Ben dedim aha bu çocuk heralde ranza arkadaşım. Tanıştık bunla adam Antepli çıktı. Esmer uzun boylu yakışıklı bir tipti. Zaten ne kadar Antepliyle tanıştıysam hep uzun boylu yakışıklı tipler denk geldi. Dedim bizde seni beklioduk ya nerelerdesin dedim espirili şekilde. Oda bu şekilde tepki görünce güldü tabi hemen kaynaştık birbirimize.

(Şimdi dusunuyorumda bir insanla ilk tanışma anı çok önemli. Sen pozitif tepki verirsen karşıdakide direk pozitif düşünüyor ve ona göre dostluğunuz ve ya düşmanlığınız şekillenmeye başlıyor beyler.)

Odamdaki elemanların hepsi öğremenlik bölümünde okuyordu. Sanırım yurt yönetimi ona göre odalara dağıtmış bizi. Bnm ranza arkadaşım olan Antepli çocukla hem bölümlerimiz aynıydı hemde aynı sınıftadık. Bu açıdan şanslı olduğumu düşündüm. Çünkü derslerde filan birbirimize yardımcı olabilir. Sosyal ortamlara daha rahat girebilirdik. Sınıfta kımseyı tanımayanlara göre 1-0 öndeydim sonuçta. Zaten 1 snedirde bu şehirde olmamdan dolayıda şehri iyi tanıyordum. Şehre ilk defa gelenlere görede artıdaydım ettimi 2-0 :D

Odadaki diğer elemanlarda farklı bir alanda ama aynı bölümdeydiler. 4 kişide onlardı. Ha bu arada son elemanda Rizeli çıktı. Uyyyy laz uşağı daaa. Karadenizlileri severim beyler. Mert olurlar. Arkadan vurmaz ince hesap yapmazlar. Kafasında ne varsa gelir yüzüne söyler. Ama çabuk sinirlenirler. Fazla tersine gitmemek lazım. Yoksa beklemediğin anda kafayı yiyebilirsin :D
işte böylece türkiye coğrafyasını odamızda toplamış olduk.

Üninin kampus ortamı çok iyiydi. tüm bölümler tek kampüste toplanmış vazıyeteydi. Geniş bir alanı vardı. yeşillik alanları boldu. Kampus çevresinde pek çok cafe vardı. Öğrenciler çocunlukla o bölgede takılıyorlardı. Sehir merkezine işi düşmeyen pek gitmiyordu.
Birazda yurdu anlatıyım. 6 blok vardı 4ü kızların 2 si biz saplarındı. Birde yemekhane sosyal tesis vardı. Çok güzel bir kapalı spor salonu. Çim futbol sahası filan vardı. Spor tesisleri harbiden sağlamdı yani. Olimpik yüzme havuzu, fitness salonları, açık- kapalı basket sahaları, 4 tane halı sahası mevcuttu.
Yurdun tam ortasında uzunca bir yol vardı. Bu yolun sağı ve solu bloklardı. Ben o yolu podyum diye adlandırdım. Çünkü yurttaki öğrencilerin süslenip püslenip görücüye çıktıkları yerdi orası. Banklarda barzo abazan erkekler oturup bütün gün o yoldan geçen kızları keserlerdi. Kızlarında bu durum hoşuna giderdi tabi. lafta ise öküz gibi bakıolar söyleler böyleler diye aşağılanırdı onlar.

Okulun ilk günü bu Antepli arkadaşla derse gittik. Sınıfa girip arkalardan bir yer seçtik kendmize. Sınıfın geneli Kezban tipte kızlarla doluydu bariz belliydi. Bir kısım insan kendi aralarında sohbet etmeye başlamış bir kısmı kendini telefona gömmüş bir şeyler kurcalıyor mesaj çekiyor edasında, bir kısmı kafayı masaya koymuş uyuyo gibi. Ama herkes gizliden gizliye birbirini kesiyor kafasında konumlandırmaya çalışıyordu. Bende en arkalardan sırayı bu yüzden seçmiştim. Tüm sınıfı gözlemlemeliydim.

Biz Antepliyle havadan sudan muhabbete başladık. Biraz yüksek sesle konuşuyorduk ki belki biri lafa atlarda muhabbete dahil olur tanışırız. Neyse ön sıradan bi eleman lafa karıştı. Hemen tanıştık muhabbete dahil ettik onuda. Sonra onun yanındakide dahil oldu. 4 kişilik okey takımı kurabilir düzeye gelmiştik 2 dakkada :D
Erkeklerle tanışmak kolaydı da. Kızlar mühimdi onlarla kaynaşmak asıl önemli olandı. Bu güne kadar amerkan pastası serilerini izleyerek üniye gelmiştik. Beklentilerim büyüktü. Ama sınıftaki popülasyonu görünce bu hayaller p.ç oldu tabiki. Tamam sağlam kızlar vardı sınıfımızda ama güzel olmaları Kezban olmalarına engel değildi. isan bir sırada oturuşundan, hareket ve konuşma tarzından bile kendini çok kolay eleverebiliyor. iyi bir gözlemci için bunlar bir insanı kafasında sınıflandırmasına yeterde artar bile.

En sinir olduğum şeyde eli yüzü düzgün olan bir kızın şiveli konuşmasıdır. Direk gözümde biter yani. Tipine bakıosun izmirli, istanbullu gibi lan 2 sohbet edelim diye yaklaşıyorsun. Ağzını bir açıyor doğulu şivesi, iç Anadolu şivesi kaba oluyor yakışmıyor kıza. Egelileri es geçiyorum onlarınki biraz kulağa sempatik geliyor.
Sonra derse hoca geldi. Klasık herkes kendini tanıtsın olayı döndü. Aslında bu iyi birşeydi. Gözüme kestirdiğim birkaç kızın nereli olduklarını filan öğrenebilecektim böylece.