yaşadıklarımı anlatıyorum beyler

Çadır sırası çok uzundu , içeri nasıl giricez diyoruz. Birde bir kapasite var insanlar çıkmadan yeni kişileri almıyorlar. Sonra farkettik ki çadırın önünde girişi sağlayan abi türk. Gittik yanına dedik ki 2 saatimiz var gidicez , görmeden gitmeyelim istiyoruz bir güzellik yapsana. Külliyen yalan sırf içeri soksun diye dedik tabi ki bunu.Abi de saolsun girin gardaşlarım dedi kaynak yaptırdı bizi içeri. Artık içerdeydik ama kuyruk çilemiz bitmedi barda da bira kuyruğu vardı. Bira çok pahalı olunca bardağı geri zütürmeyip çantaya attık fakat meğerse arkadaşımın yalancısıyım ben tam olarak bilmiyorum bardağı geri zütürünce zaten paranın bir kısmını geri veriyorlarmış ama biz bunu öğrendiğimizde hollandaya dönmüştük tabi , yani bir uyanık biz değilmişiz. Bu arada ettikleri dans kol kola girip dönmek olduğun yerde.. Sürekli eş değiştiğinden tanımadığın bir sürü helganın koluna giriyorsun gibi düşünün.. Tabii ki de içki kana karıştı , ben de helgaların kollarının arasına karıştım. Bana iş çıkmadı ama giderken yanımızda bir portekizli çocuk vardı 3. olarak bu arada hilmiyle beraber gittik ben sınıf arkadaşımı da çağırdım ama kendisi gelmedi neyse portekizli bir tane kız buldu beyler. Birşey yapmadılar gerçi ama takıldılar. Bende saplarla takılacağıma en azından orada helgayla muhabbet ederek içmeyi isterdim orası ayrı bir konu.