1. 226.
    0
    bir şekilde sora sora yolu buldum. gittim selcukla
    bir kaç bira daha aldık. o kadar dayakdan
    kavgadan ve görültüden sonra ister istemez ayılmıştık
    birer bira daha çarpıştırıp eve döndük
    ertesi gün uyandığımda yüzüm yara içindeydi fakat bunu
    sarıcak bir babam yoktu. izmirde belki de karısını
    delicesine gibiyordu. annem çalışıyor ve
    yaralarımı geçirmek için bana kremler bezler vs. alıyordu
    sarıyordu beni elbet. ama bir baba kucağı değildi be birader.
    anneler her zaman daha kutsaldır tabii ki,
    amma ve lakin babanın o hissi başkadır.
    babam gitmişti, selin gitmişti, deniz gitmişti,
    liza gitmişti, dost bildiğim 15-16 yıllık biraderim serdar gitmişti,
    sevcan.. dilim varmıyor, elim yazamıyor lakin; g.i.t.m.i.ş.t.i...
    elime aldıgım sigara paketine bakarak,
    "baksana birader.. şimdi senle ben varım.. senle ben kalcam.. aslında sende huursun he
    parası olana gidiyosun.. param oldugumca yanımdasın. ama yanımdasın birader.
    en azından seni benim derdimi taşıyan insanlarla aynı anda üfliyebiliyorum" dedim.
    benim derdimi taşıyabilen insan varmıydı lan harbiden?
    onlardaki omuzlarda yıkılmak üzeremiydi?
    dizleri titriyormuydu?
    ağlıyorlar mıydı?
    acılarını hafifletmek için derilerine zarar veriyolarmıydı?
    içiyorlar mıydı?
    bir sigara yaktım,
    sonra bir tane daha,
    bitmek bilmeyen bir ateş vardı sigarada,
    bir huurya ait ateş,
    ağzımda, dilimin hemen ucunda, ciğerlerimin içinde sönüyordu ateş
    ve öyle yakıyordu ki ciğerlerimi
    duman saçıyordum.
    "aşkım, aşım, asrım... sen ona helalsın bana haram" dedim sevcanın
    kulağına gitmiyceğini bilsem de, gidiceğini umut ederek.
    ve ardından telefonu göbeğime koyup o tatlı titreşimi vücudumda hissetmek istedim,
    olmadı. gelmedi o mesaj, gelemedi.
    ···
   tümünü göster