1. 1.
    +1
    Sultan ikinci Abdülhamîd Han sarayda bir heyet teşekkül ettirerek, Türklerin hâkimiyetinde olan bir meclis yapısına müsâit yeni bir anayasa hazırlattırıp, tatbik ettirmeyi düşünüyordu. Ancak buna fırsat kalmadan dağa çıkan üçüncü ordu subaylarından, Enver ve Niyâzi Beylerin başlattığı hareket sonucunda Ferizovik, Selanik ve Manastır’da 20 Temmuz 1908’de Meşrûtiyet îlân edildi. Bunun üzerine Sultan Abdülhamîd Han 23 Temmuz 1908’de Kânûn-ı Esâsî’yi tekrar yürürlüğe koymak zorunda kaldı. Rumeli’de büyük gösterilerle îlân edilen Meşrûtiyet, istanbul gazetelerinde ehemmiyetsiz bir haber olarak yer aldı. Saraydan vilâyetlere gönderilen bir emirnâme ile Kânûn-ı Esâsî’nin yürürlüğe girdiği belirtilerek Birinci Meşrûtiyet meclisinin kabul ettiği seçim kânunu mûcibince seçimlerin yapılarak mebusların istanbul’a gelmesi istendi. ikinci Meşrûtiyet bir fikir ve doktrin hareketi değildi. Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu şartlara göre Meşrûtiyet geldikten sonra ne yapılacağını kimse bilmiyordu ve tesbit etmek gereği de duyulmamıştır. ittihat ve Terakkî hareketinin ise kendine âit bir lideri, programı ve fikri yoktu. Meşrûtiyetten önceki gizliliğini sonra da devâm ettirdiği için ortaya çıkan otorite boşluğu anarşi ve cinâyetlere yol açtı. ittihatçılar yeni kurulan hükûmette vazîfe almayıp, vaziyeti kontrol altında tutmaya çalıştılar. Sultan ikinci Abdülhamîd Hanın dönemine büyük bir tepki olarak eski rejimin adamları üç sene içinde tasfiye edildiler. Sultan ikinci Abdülhamîd Han muhâliflerini maaşla merkezden uzaklaştırırken, ittihatçılar sûikast tertipleyerek öldürmeye başladılar.
    ···
   tümünü göster