1. 151.
    0
    oysa açıklama yerine bir özür dileseydi belki yeniden
    herşeyi kaldırabilirdim omuzlarımın üstünde.
    sadece gitti.
    ve ben yine, yeniden yalnızım.
    anladım ki birinin elini tutmuycak kadar seversen, o ele illa ki başka birşey tuttururlar.
    hiç birinin gidişini seyrettiniz mi?
    o usulca, itinayla yüreğinin üstünde adım atan ayaklarının
    çıkardığı sesi düşünüp kendinizi bir vadinin tam tepesinde
    ağacın dallarında astınız mı?
    şarkılar yazıp, belki de şiirler yazıp
    andınız mı beraber adım attığınız her toprak parçasını...
    oysa gülümsemesi baldan tatlı yaren gözlerini size dikmiş iken ne hoştu.
    oysa bir yaprak adımızı fısıldasa gözlerimden bir damla yaş düşerdi, belki.
    hiç ağlamadım. hiç ağlıyamadım.
    gözümün önünden gitmedi çıplak bedeninin bir başka herifin altında terlemesi
    kulaklarımdan ekgib olmuyordu o inlemeleri.. bunada şükür.
    o an içimdeki derin yaralar almış aşık çocuk 150 db(desibel) bağırıp
    kulak zarımı yırtmak istedi. ve belki gözlerimi de oyabilirdim
    onu birdaha görme ihtimalini ortadan kaldırmış olsaydım.
    herşeye rağmen sırf o beni beğenmez diye kendime hiç birşey yapmadım.
    rezillik değil mi? öyle.
    aşk bilinen üzere sanat değil zanaat idi.
    mecbur idi,
    burnumda, uzak diyarların, gurbetin hüznünü taşıyan bir koku.
    hiç ağlamadım. hiç ağlıyamadım.
    oysa tam yerindeydi. hava bir miktar kararmış,
    tanrının elindeki ölüm niteliği taşıyan jilet boynuma ilişmiş,
    yüzüm gözüm kir pas içinde kalmış.
    hüznüm, güzümle bütün yelkenli gemilerimi batırmış..
    kayıp olmuşum koskoca bir okyanusun tam ortasında.
    kaybetmişim.. ben. uzun zaman önce kaybetmişim
    dünyaya gelerek kayıp etmişim.
    nefes alarak kayıp etmişim
    hastalanınca iyileşerek kaybetmişim
    en çok da severek kaybetmişim.
    ···
   tümünü göster