1. 1.
    +1
    Depresyonun veyahut duygusal hastalıkların ilgi odağı gören insan modeline dönüştüğü bir durum var ortalıkta, ama iş aslında öyle değil. Ben kusuyorum her sabah, gözlerimi ilk açtığımda yaşlar süzülüyor yanaklarıma. Dolmuşa binerken zorlanıp mırıldanan yaşlı amcalar gibi hissediyorum kendimi. Kışın giydiğim üç kat giysinin üçünü birden çıkarıyorum geceleri, çünkü ertesi gün giyinirken ayrı ayrı giyecek bile halim olmuyor. Sabah ilk sigaramı yakıp, gece son sigaramı söndürene kadar beynimi kemiren şeyler ürüyor içimde. Dalıyorum birden bire, ellerim şehir şebekesi gibi titremeye başlıyor, gözümde sahneler beliriyor aniden. Engel olamıyorum ve olmakta istemiyorum bunlara. Çünkü, farkındalığımı kaybedersem ölürüm. Öyle parapgiboloji forumlarında bahsedilen 'yeşilliği ve berraklığı fark edelim doğayı sevelim' tarzı bir şey değil farkındalık. Kafanda hesaplaman gereken milyonlarca olasılık, gözyaşını akıtman gereken tanımadığın binlerce insanın acısıdır gerçek farkındalık. Bu dünyaya sadece eğlence için gelmediğini kavramaktır farkındalık. Gençlerin %80i anti-depresan kullanıyor değil mi? Ben kullanmıyorum işte..
    ···
   tümünü göster