1. 701.
    +4
    @597 bu benim fake hesabım.@596 ile aynı kişiyim.

    birincisi 68 kuşağından gezi olaylarına kadar yapılan eylemlerin yapana faydasını sormuşsun. kapitalist üretim tüketim alışkanlıkları sizin bilincinizi bile öyle bir determine etmiş ki, bir adamın,, içinde kendi menfaati olmayan bir işe kalkışmasını hayal dahi edemez olmuşsunuz. adam bu eylemi bireysel çıkarı, kendi şahsi faydası için yapıyor olsaydı,o adam zaten sosyalist olmaz, liberal olurdu ki bu durumda eyleme de gerek kalmazdı.

    ikincisi, hangi toplumsal eylem olursa olsun, eylemcilerin birileri tarafından kullanıldığı iddiası, bizzat o eylemlerden zarar göreceğini bilenlerin attığı iftiralardır. amaç eylemleri kamuoyunda itibarsızlaştırmaktır.sen ise ancak o eylemler başarılı olursa o insanların aslında iktidar tarafından kullanılmamış olduğunu anlarsın ki,bu güç meşruiyet-bilinç üçgeninde ağır bir felsefi konudur.(ama şu açıdan haklısın. nietschenin bir lafı var. beni öldürmeyen şey güçlendirir. iktidarlara karşı girişilen toplumsal hareketler başarısız olursa,onu yıkamayan hareket onu güçlendirir.).ama sen olaya bu felsefi mantıkla bakmak yerine, devrimcilere, egemenlerin işine geldiği gibi kullandığı piyonlar olarak bakıyorsan aynı fikirde değiliz.

    darbeciler yargılandı demişsin. benim niye haberim yok. darbeyi yargılamak 95 yaşına gelmiş bir dedenin ayağına gidip ifade almak mıdır.ben sana darbe nasıl yargılanır söyliyim.o darbeyle kurulan bütün anti demokratik kanunların ortadan kaldırılmasıyla. örnek ver dersen veririm. yök kanunu mesela. çağdaş bilimin önünde engeldir. yüzde on barajı mesela. yüzbinlerin oyu boşa giderken, yaklaşık 20 milyon oy alan parti mecliste yüzde 75le temsil ediliyor.tek tek sayarsam uzun sürer. anlatmaya çalıştığım şeyin mantığını anlatabilmişimdir heralde.

    kendimi iktidarların koyunu olarak görmüyorum. başbakanı havalimanında karşılayanların bakışlarını ve davranışları gözlemledim. hitleri berlinde, saddamı tikritte karşılayan insanlardan farkları yoktu. muhafazidin bi lafı vardır,bir haksızlık gördüğünde elinle değiştirmeye çalış, gücün yetmezse dilinle değiştirmeye çalış,ona da gücün yetmezse kalben buğz et.senin de gücün yoksa öyle yap.en azından haksızlıklardan nefret ederek işe başlayabilirsin.

    son olarak tarihin bir koyunuyum evet. deniz gezmiş de ethem sarısülük de mikro anlamda bir koyundur.tek tek herbiri okyanusta bir kum tanesi bile etmez.bir anlamları yoktur.ama haksızlıklar karşısında can veren her devrimci hepsi birlikte bir anlama sahiptir. tarihsel anlamda bunun farkına varmak için çok erken. kapitalizm ne de olsa bir sistem ömrü için henüz yeni doğmuş bir çocuk.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster