+1
bir mesaj bekliyorsunuz. bir mektup fakat ya da bir zil sesi.
her zamankinden farklı bir zil sesi bekliyorsunuz.
kapıyı açtığında sadece, tüm güzel duygularıyla
tüm saf duygularıyla "seni seviyorum" diyebilcek birini bekliyorsunuz.
hepimiz yapıyoruz bunu.
kimseye bekaretini vermemiş bir kız ararken,
bu düşünceyi başka bir kadının yatağında,
yastığında kafa izini bırakmışken yapıyorsunuz..
yahut bir barda başka bir kıza bira ısmarlarken..
çok geçmeden annem taktan halimi fark etti
- birisi mi var tugay üzülüyor musun diye sordu
- birisi yok. kimsem yok, birisi olsa böyle olur muyum? dedim
uzun uzun konuştuk.
nasiyatlar verdi beynime kazınan.
kimse senden değerli değil dedi.
ama bazıları değerliydi işte. elimden birşey gelmiyordu ki anne
bazıları gülüyordu herşeye inat, ben gülemiyordum.
şarkılar dinliyip, bir sigara yakıp üzülüyorsunuz.
fakat ne için? kimin için?
bundan önceki sevgiliniz için mi?
yoksa ondan önceki mi?
yokas ondan da önceki için mi?
gelmeyen insanları sorguluyoruz. ama bizde gitmiyoruz.
konusmanın sonu annemin yüreğime işlenen bir sözüyle bitti.
- bazı insanların ruhu yarımdır. yarım kalmıştır bir şekilde. allah onu istemiştir. sen ne yaparsan,
ruhunun diğer yarısı da yapar onu... bir kız için üzülürsün. o da başka bir erkek için üzülür.
seninle aynı düşünceleri paylaşmaz. kavga edersiniz. ayrılırsınız. belki budur en hayırlısı.
ayrı kalmaktır bir süre. ama bilmelisin ki, o kavgalar görebilceğin en tatlı kavgalar.. dedi
ve kalktı gitti yanımdan cevabımı beklemeden.
bir bakıyosunuz, yatağınızda yalnız başınıza cürüyorsunuz yalnızlıktan
bir bakıyosunuz, yatağınızda başka bir kadının üstünde ter atıyorsunuz..
gitsem. ara istemiyorum. seni sevebilirim desem!
gitsem, bir daha geri dönmesem..
gitsem.. gittiğim yerdende ederdi beni aşk.
annemin arada bir gelip beynime bir saatli bomba yerleştiren sözlerini hiç sevmiyordum
kadınlar; duygularınızı gibip, koskoca bir aşk doğarken sizi yalnız bırakıyor.
ki bu aşk ne evlat sevgisi ile itinayla besleniyor canınızın en derisinde.
ne güzel gözleri, ne küçük parmakları var teninde..
acı ile besleniyordu aşk.
kan ile.
gitmez isem ve selin gelip, ayrılalım der ise tanrıya lanet edemezdim.
ne zamanımı geri istiyebilirdim,
ne kadere sövebilirdim. şişemin ucunda dudaklarımı ıslatan keder ile başbaşa kalırdım.
ya deseydim onu bana neden göndermedin tanrım! diye?
peki ya tanrı dile gelseydi,
neden gitmedin deseydi.. demedim mi sana fazla gurur züte vurur?
gitmedim.
okulda bu sefer kaçtığım 2 göz vardı.
ve bana bakmasını dilediğim 2 göz.
egom mu yüksekti gitmedim? değildi.
gururumu yenemedim. gurur bekaret gibi bişeydi.
bir kez kaybettim mi, bir daha kavusamazdın geri.
gittikce etraf kararıyo, aldığım nefes haram sayılıyordu
Tümünü Göster