1. 151.
    +1
    üniversitede arkadaş ortdıbının olması harika bir şeydir. çünkü onlarla stres atarsın, onlarla sohbet edersin.
    hele de çok samimi bir can dostunuz varsa , her sırrını paylaşabileceğin bir dert ortağınız, mükemmel bir hayatınız var demektir.
    benim de üniversite birinci sınıfta tanıştığım bir arkadaşım vardı. şu ana kadar ondan bahsetmediğim size. çünkü ilk üç senede , tüm sırlarımı paylaşabileceğim bir dost olduğundan şüphe duyuyordum.
    ismi fatih'ti. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. birçok sırrımı paylaştım kendisiyle. tuğçeyi de anlattım. fakat her sırrımı paylaşabileceğim biri olduğunu 4. sınıfta iken öğrendim.

    ---
    4. sınıf yeni başlamıştı. artık hastane dönemlerimiz gelip çatmıştı. uygulamalı olarak birşeyler öğrenmek , okuyarak öğrenmekten daha zevkli ve kolaymış onu anladım.

    yazın memleketteyken boş durmanın acısı beni sarsıyordu. içimdeki katil, artık aşk filan dinlemiyordu. çünkü o da sırrıma vakıf olduğu için pgibolojik olarak kendimi daha rahat hissediyordum. bu da güdülerimi tetikliyordu.

    ---
    hastanede yeni şeyler öğrenirken, hayatlarını kurtarmamız için bize avuç açmış insanları görüyordum. bu da benim içimi fazlaca burkuyordu.
    ama güdülerimi tatmin etmek için bu zavallı insanları kullanamazdım. bu yüzden gözüm hep dışardaydı. birine kafayı takıp öldürmek istiyordum.
    ---
    artık tuğçeyle ders gördüğümüz mekanlar ayrılmıştı. bu yüzden ancak akşamdan akşama görebiliyordum.
    fakat gün boyu benim yanımda zaten bir dostum vardı.
    sabahtan akşama kadar bir meslektaşın, bir dostun, bir sırdaşınla birlikte olmak , mutluluk veriyor insana.
    çünkü işini yaparken zevk almak, her meslek sahibi olan insanın hayalidir. çünkü işinde mutlu olmak ister insanlar. emekliliğe kadar çalışacağı işinde mutlu olmak, işini yaparken zevk almak ister.
    ben de okudukça anlıyordum zevk alıp almamayı. bir yandan insanlara yardım edince mutlu oluyorsun, bir yandan da sana emir verip duran hocalar, geceyi gündüze katan nöbetler, sabahlara kadar kitabın başında ders çalışmak sıkıyordu insanı. bu meslek de böyle bir meslek işte...

    ---
    dedim ya fatihin değerini ancak 4. sınıfta anlamıştım. birçok derdimi anlatıyordum. birçok sırrımı paylaşıyordum.
    ama o gün, gözümde değeri bir başka artmıştı sanki...

    ---
    hastane çıkışı yorgun argın kendimi eve atmıştım. saat 5i geçiyordu. tuğçenin çoktan evde olması lazımdı.ama eve vardığımda kimsecikler yoktu.
    telaşlanmıştım . hemen telefona sarıldım. ulaşılamıyordu. iyice telaşlanmıştım.
    aceleyle evden çıktım. tam binadan çıkmıştım ki telefonum çaldı...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster